İneği Serin Tut...


İneği Serin Tut...

Yine yaz geldi ve biz ince, kısa kollu kıyafetlerimizi giydik. İnekler ise bunu yapamadı. Eski alışkanlıklarımızla ineklerimizi kapalı, havalandırmasız ahırlarda tutmaya devam ediyoruz. İnekler sıcaklık stresi ile karşı karşıya kalıyorlar. Her yıl aynı zamanlarda bu oluyor, süt miktarı düşüyor. Bu düşüşe katlansak bile, daha sonra başımıza gelebilecekleri tahmin bile edemiyoruz.

İneklerin kendilerini rahat hissettikleri sıcaklık derecesi konusunda bazı uzmanların farklı görüşleri olsa da, genel kanı -3 ile + 21°C ler arasındaki sıcaklıktan hoşlandıkları yönündedir. Daha akılda kalıcı olması için 'inekler buzdolabı sıcaklığından hoşlanırlar' dersek yanlış olmaz. Yine; uzmanlara göre biraz değişiklik gösterse de +22 veya +24°C nin üzerine çıkan ortam sıcaklığı stresin başlamasına sebep olur ve artan her derece stresi de arttırır. Çevredeki nemin de etkisiyle, artan sıcaklıklar stresin de artması anlamına gelir.

Bazı sığır ırkları sıcağa, diğerlerine oranla daha dayanıklıdırlar. Örneğin; Brahman ve benzeri ırklar bunlar arasında sayılır. Avrupa ırklarından Holstein ırkı sıcaklığa karşı en duyarlı ırktır. Jersey ve Brown Swiss sığır ırkları ise Holstein ırkına göre daha dayanıklıdırlar. Yine; melez ırkların safkanlara oranla daha dayanıklı olduğu bilinir. Holstein ırkında da siyah kısmı çok olanlar diğerlerine göre daha duyarlı olurlar. Kalabalık barınaklarda bulunan inekler de daha fazla tehlike altındadır.

Uzaktan bakıldığında sarsılarak soluma, sık sık soluma görülen ineklerin sıcaklık stresine girdiği anlaşılabilir. Ağzını açan ve dilini çıkaran inekler ise sıcaklık stresinden en tehlikeli biçimde etkilenen hayvanlardır.

Sıcaklık stresinin süt miktarında azalmaya sebep olduğunu bu işle uğraşanlar bilirler. Ek olarak süt yağı oranında düşme, topallık, döl tutmama gibi problemler de ortaya çıkar. Döl tutmama ve topallık problemleri derhal ortaya çıkmaz. Bu sorunlar bir süre sonra ortaya çıktığından, sıcaklık stresiyle ilgili oldukları akla gelmez. Sıcak geçen ayları takip eden 2-3 ay içerisinde topallayan ineklerin sıcaklık stresine bağlı olarak topalladıkları düşünülmez, çünkü o günler çoktan unutulmuştur.

Stresin sebep olduğu sorunlar süt yağında ve miktarında azalma, topallık ve döl tutmama ile sınırlı kalmaz. Stres hormonu sebebiyle baskı altına alınmış olan bağışıklık sistemi ve vücudun savunma mekanizmasının çalışmaması sebebiyle meme yangısı ve rahim yangısı gibi problemler de artar. Aslında inekler her türlü enfeksiyona hassas hale gelirler. Enerji dengesinin bozulması sebebiyle ketosis, sonun atılamaması gibi sorunların görülme sıklığı çoğalır.

Sıcaklık stresine giren ineklerin kalp atımları ve solunum sayıları artar. Vücut daha çok çalışır, daha çok enerjiye ihtiyaç duyar, ancak; iştahı azalan inek, daha çok ihtiyacı olduğu halde, daha az yem yer. Büyük bir enerji açığı ortaya çıkar. Aşırı soluma, yem seçme, tükürük salgısının ağızda kuruması gibi sebeplerle asit artışı, alkali azalması söz konusu olur. Asidoz olayı bir süre sonra ayaklarda sorunların ve topallığın nedeni haline gelir. Yumurtalıkta ve rahimde hormonal mekanizma bozulur. Kızgınlık göstermeme, gösterişsiz kızgınlık, kızgınlık süresinin kısalması, kalitesiz yumurta, döllenmiş yumurtanın rahime yuvalanamaması veya erken embriyonik ölümler dolayısıyla döl kayıpları ortaya çıkar.

Sıcakla mücadele etmenin çeşitli yolları vardır. İneklerin her zaman taze, temiz ve bol suya ulaşabilmeleri sağlanmış olmalıdır. Otomatik, şamandıralı suluklar ile bu konu son yıllarda halledilmiş gibi görünmektedir. Barınaklar mutlaka doğal havalandırma olanaklarını değerlendirecek şekilde yapılmalıdır. Duvarsız, çatıda açıklık olacak şekilde, yüksek tavanlı ahırlar tercih edilmelidir. Yemlikteki yemlerin uzun süre kalması, kızışması, fermente olması önlenmeli, yem dağıtım saatleri geceye kaydırılmalıdır.

Sıcaklık stresiyle ineklerin daha kolay başa çıkabilmeleri için yem katkı maddeleri kullanılması yerinde olur. Yemlere selenyum, E vitamini, çinko, potasyum, sodyum, kalsiyum, bikarbonat, A vitamini katılması yarar sağlar. Ayrıca Sodyum bikarbonatın yani yemek sodasının yemlik köşelerine, ineklerin serbestçe ulaşabilecekleri şekilde konulması çok yararlı bir uygulamadır. Yeme katılsa bile bu uygulama yapılmalıdır.

Yine; yemlere mantar kültürleri, maya kültürleri, niacin ve bazen bypass yağ katılmasının yararlı olacağı uzmanlar tarafından bildirilmektedir.

Bazı ülkelerde sıcaklık stresi sebebiyle ineklerin döl tutmayacağı bilinerek tohumlama zamanları bilinçli olarak sonbahara kaydırılır. Dişi üzerindeki sıcaklık birikimi döl yoluna verilen spermaları da kötü yönde etkilemektedir. Stres sebebiyle vücut ısısı 40 °C ye çıkmış bir inek o günlerde kesinlikle döl tutmayacaktır. Böyle sezonlarda tohumlama yapmamak en akılcı yöntemdir.

Doğal havalandırmaya uygun ahırlar yapılsa, yemlere bazı katkı maddeleri ilave edilse bile, ineklerin serinletmek için çaba harcanması şarttır. Bunu duş ve fan kombinasyonuyla, evaporatif soğutma metoduyla yapabiliriz.

Barınak içerisine çapının 10 katı mesafeyle, 2-3 metre yükseklikte, yemlik hizasına dizilmiş fanlar konulur. Yemlik hizasına fanların dizilmiş olması, ineklerin yemlik önünde daha çok zaman geçirmesini sağlar ve yem tüketiminin artması sonucunu doğurur. Böylece sıcaktan iştahı azalan inek, yemlik önünde kendisine sunulan konfor dolayısıyla iştahlı hale gelir. Fanlar ineklerin üzerine doğru bir açıyla yerleştirilir ve 15 dakikada sadece 1 dakika çalışan duşlar da ineklerin sırtını ıslatır. Böylece 'evaporatif soğutma' gerçekleşir.

22°C nin üzerindeki sıcaklıklarda fanlar sürekli çalışır ve zaman ayarlayıcılarla, 15 dakikada, bir dakika süreyle duşların su püskürtmesi sağlanır.

Duş ve fan düzeneğinin sağıma giden yolda, sağım bekleme yerinde ve sağım odasında da kullanılması ile ineğin sıcaklık stresiyle başedebilmesine yardım edilir. İnekleri serinletmeyi başaramazsak, diğer önlemlerin yararları çok kısıtlı kalır.

Döl tutmama, topallık, süt miktarının azalması, süt yağı oranında düşme, ketosis, metritis, mastitis olaylarında artış gibi problemlerin yaşanmaması için, verilecek tavsiye bellidir. 'İneği Serin Tut'
 
Ynt: İneği Serin Tut...

' Aşırı sıcaklık süt verimini de düşürdü '
Ana Sayfa» Bölgelerden
31.07.2014 11:29

Yaz boyunca etkili olan aşırı sıcaklar tarımı etkilediği gibi hayvancılığı da olumsuz etkiledi. Manyas Süt Üreticileri Birliği Başkanı Erdoğan Kaya, bunaltıcı sıcakların süt verimlerini düşürdüğünü belirtti

BALIKESİR - Manyas Süt Üreticileri Birliği Başkanı Erdoğan Kaya, Güney Marmara ' da son günlerde etkili olan bunaltıcı sıcaklarda süt sığırlarının strese girmesi nedeniyle ilçede günlük süt üretiminin 100 tondan 80 tona gerilediğini söyledi.

Kaya yaptığı açıklamada, son günlerde mevsim normalleri üzerinde seyreden hava sıcaklarının, hayvanları da olumsuz etkilediğini anlattı.

Yüksek sıcak ve nem yüzünden oluşan bunaltıcı havanın, süt sığırlarını strese soktuğunu belirten Kaya, bu durumun, hayvanlardaki beslenmeyi olumsuz etkilediğini dile getirdi.

Hayvanların, ahırlarda yem, meralarda ot yemediğini vurgulayan Kaya, 'Normalde temmuz ve ağustos aylarında süt verimi bir miktar düşer. Son günlerdeki aşırı sıcaklar, üretimde daha fazla düşüşe yol açtı. İlçe genelinde günlük süt üretimi 100 tondan 80 tona geriledi. İyi beslenemeyen hayvandan fazla süt üretimi beklenemez' dedi.

Kaya, süt sığırlarını rahatlatmak için ahırlara serinletici aparatlar yerleştirdiklerini ifade etti.

Meralarda ise hayvanları olabildiğince ağaç gölgelerinde tutmaya çalıştıkları bilgisini veren Kaya, 'Ne yapsak da sıcağın etkisinden kurtarmadık. Süt veriminin normale dönmesi için havaların biraz serinlemesini bekliyoruz. Meteoroloji, önümüzdeki günler için sıcakların biraz düşeceğini belirtiyor. Umarım böyle olur' diye konuştu.
 
Ynt: İneği Serin Tut...

Eline emeğine sağlık Murat , senin hakkını ödeyemeyiz.
Ben ilk okul mezunu olduğum için fazla teknik konulara giremiyorum, traktör merağımdan okumadım
Doğduğumdan beri hayvancılık var bizde .
Eski le yeniyi karşılaştırarak konuya destek olmaya çalışacağım .
20 yıl kadar önce alaca holstein hayvanlara hiç fenni yem vermeden merada bakardık .
O zaman hayvanlar devamlı ilk baharda toplu doğururdu sıcak değil soğuk değil en uygun zaman bahar .
Beslenme olarakta en uygun zaman otun en bol olduğu zaman verimin en iyi olduğu zaman , yavrusunu rahat besler.
Doğada yaşasa inekler ilk baharda doğurur.
O zaman ki tohumlamaları hatırlıyorum bir günde 5 -10 hayvan toplu olarak tohumluyorduk .
KIzgınlık daha kısa sürüyordu o zaman şimdi daha uzun sürüyor.
Şimdi yüksek verim için fenni besleme olunca her şey değişti.
Hayvan yine en iyi beslendiği döneme denk getiriyor yavrulamayi ama en beslendiği dönem doğadaki gibi ilkbahar değil .
Artık her zaman iyi besleniyor fenni sistemde, tabi bilinçli rasyon uygulayanlar.
Hayvanlarımız merada sıcakta otlamaz zaten deniz kenarına su kenarına ağaç gölgesine kaçarlar sıcakta.
Fenni sistem mekanlarda eğer mekan sıcağa soğuğa karşı güzel izole edilmiş ise ahşap çatı yada çift kat köpüklü saç çatı .
Hayvan sıcaktan yada soğuktan korunursa verim alınır.
Sıcakta su işi de serbest olmalı her zaman içebilmeli hayvan.
Herkese bol bereketli kazançlar.
 
Ynt: İneği Serin Tut...

fan sistemi ve su püskürtme sistemi bulunmadığından ben sabah ve akşam olmak üzere soğuk su ile inekleri serinletmeye çalışıyorum. ahırımız zaten açık sistem yanlarında ağaçlar olduğundan serinleme konusunda sıkıntı yok fakat yinede sıcaklar hayvanları etkiliyor. inekleri nekadar serinletmeye çalışsamda sütte düşüş oluyor en iyisi fan ve otamatik su püskürtme olayı fakat maliyeti biraz fazla olabilir.
 
Ynt: İneği Serin Tut...

ismail_17 link=topic=61193.msg909293#msg909293 date=1407223407' Alıntı:
Eline emeğine sağlık Murat , senin hakkını ödeyemeyiz.
Ben ilk okul mezunu olduğum için fazla teknik konulara giremiyorum, traktör merağımdan okumadım
Doğduğumdan beri hayvancılık var bizde .
Eski le yeniyi karşılaştırarak konuya destek olmaya çalışacağım .
20 yıl kadar önce alaca holstein hayvanlara hiç fenni yem vermeden merada bakardık .
O zaman hayvanlar devamlı ilk baharda toplu doğururdu sıcak değil soğuk değil en uygun zaman bahar .
Beslenme olarakta en uygun zaman otun en bol olduğu zaman verimin en iyi olduğu zaman , yavrusunu rahat besler.
Doğada yaşasa inekler ilk baharda doğurur.
O zaman ki tohumlamaları hatırlıyorum bir günde 5 -10 hayvan toplu olarak tohumluyorduk .
KIzgınlık daha kısa sürüyordu o zaman şimdi daha uzun sürüyor.
Şimdi yüksek verim için fenni besleme olunca her şey değişti.
Hayvan yine en iyi beslendiği döneme denk getiriyor yavrulamayi ama en beslendiği dönem doğadaki gibi ilkbahar değil .
Artık her zaman iyi besleniyor fenni sistemde, tabi bilinçli rasyon uygulayanlar.
Hayvanlarımız merada sıcakta otlamaz zaten deniz kenarına su kenarına ağaç gölgesine kaçarlar sıcakta.
Fenni sistem mekanlarda eğer mekan sıcağa soğuğa karşı güzel izole edilmiş ise ahşap çatı yada çift kat köpüklü saç çatı .
Hayvan sıcaktan yada soğuktan korunursa verim alınır.
Sıcakta su işi de serbest olmalı her zaman içebilmeli hayvan.
Herkese bol bereketli kazançlar.

İsmail abi ne demek bilgi paylaşıldıkça büyür, değerlenir...

Hepimiz birbirimizden bir şeyler öğrenip öğrendiklerimizi başkalarına aktarmalıyız...

Sağlıcakla kal, Ellerinden öperim, Selamlar Çanakkale ' ye...
 
Ynt: İneği Serin Tut...

Sıcaklık Stresinde İneğin Başına Neler Gelir? (Haziran 2014)

İneklerin işkembeleri bir enerji üretim ünitesidir. Hiç sönmeyen bir kalorifer kazanı gibi sürekli çalışır ve metabolik ısı üretir. Sıcak havalar ineklerin strese girmelerine sebep olur. Ortam sıcaklığı 24°C ' nin üzerine çıktığında ineğin yem tüketimi azalır. Sıcaktan dolayı vücut ısısı 39°C ' nin üzerine çıkar. Aktivite azalır. Solunum sayısı, normalde, dakikada 26-50 olması gerekirken dakikada 80 ' nin üzerine çıkar. Hormon seviyeleri etkilenir, su ihtiyacı ve tüketimi artar. Su tüketimi artmasına rağmen inek hücre içi susuzluk çeker (İntrasellüler dehidrasyon). Bunun sebebi ineğin içtiği suyun hücre dışında kalıp, hücre içine girememesidir.


Problemler sıcaklık stresine maruz kaldıktan 30 dakika sonra başlar. İlk olarak bağırsaklar etkilenir. Sıcaklıktan etkilenen inek diğerlerinden uzakta ve ayakta kalmayı tercih eder. Ağzını açar, ağzından salya akıtır. Bu arada salya üretimi de azalır. Ağızdan dışarı akan salya aslında vücudun tamponlama sisteminde kullanılacağından, ziyan edilmiş olur. Bu durumda tamponlama kapasitesi azalır.


Sıcaklık stresi sebebiyle selüloz sindiriminde düşüş, asidoz, süt yağında azalma ve daha sonra topallık baş gösterir. Vücutta bikarbonat/ karbondioksit oranı bozulur. Vücut dengeyi korumaya çalışarak böbrekler yoluyla sodyum bikarbonatı atar. Bu suretle bikarbonat seviyesi azalır ve tamponlama etkisi düşer. Bu durum ise sistemik asidoza ortam hazırlar. Sadece süt verimi ve süt yağı azalmakla kalmaz, sütteki kuru madde ve protein oranı da azalmış olur.


Sodyum bikarbonat rezervinin azalması metabolik asidoza yol açar. İnek sıcaklık stresi dolayısıyla zayıflarken yağlarını değil, kaslarını eritir. Protein mobilizasyonu yüzünden üre miktarı çoğalır. Kanda ve karaciğerde üre artışı ile inek üremi ' ye girer. Üremi, metabolik asidoz ve daha önce sözünü ettiğimiz intrasellüler dehidrasyonun toplamı ineğin solar şoka girmesine ve ölmesine sebep olur. Özellikle yüksek verimli ineklerin ölüm riski daha fazladır.


Sıcaklık stresinde kan vücudu soğutma çabasıyla deri altına hücum eder, bağırsaklarda kan dolaşımı ve buna bağlı olarak besin alımı azalır. Zararlı bakterilerin hücre duvarındaki lipopolisakkaritler (LPS)bağırsak içerisine, daha sonra da kan dolaşımına girerek endotoksinler ile vücudu zehirlemeye başlarlar (Endotoksemi). Lipopolisakkarit birikimi karaciğerin bozulmasına sebep olur, bu sebeple vücudun 'enerji elde etme sistemi' bozulur.


Lipopolisakkarit birikimi sebebiyle yangısal reaksiyonlar ortaya çıkar. Vücut ısısı yükselir. Kas yıkımlanması, halsizlik, iştahsızlık artar, verim düşer.


Sıcaklık stresinin etkisiyle östradiol, GnRh, LH hormonlarının seviyeleri düşer. İnek kızgınlık göstermez. Kaliteli yumurta veya kaliteli embriyo üretemez. Embriyonun rahime yerleşmesi ile ilgili mekanizma bozulur. Erken embriyonik ölümler olur. İnek bir yandan hayatta kalma mücadelesi verirken verim veremez. Yavru atma şekillenebilir. Yavru gebelik süresini tamamlasa bile, olması gerekenden daha küçük, daha zayıf doğma ihtimali yüksektir.


Neler yapabiliriz?
En başta gelen önlem serinletmedir. Duş ve fan sistemlerini kullanarak inekler serinletilmelidir. Fanlar çapının 10 katı mesafeyle barınağın başından sonuna doğru dizilmeli, duşlar ise hava durumuna göre 15 dakikada bir yarım dakika veya 45 saniye çalıştırılmalıdır. Bu zaman duruma göre arttırılmalıdır. Pülverizasyondan uzak durulmalıdır. Önerilen duşlamadır.


İkinci olarak alınacak önlem ise; kayıpların karşılanmasıdır. Enerji veren, elektrolitleri, vitaminleri karşılayan yem katkıları kullanılmalıdır. Ayrıca, suyun hücre içine girmesini sağlayan betain kullanımı yararlı olur. Alkali rezervi desteklenmek amacıyla sodyum bikarbonatın yemlere katılması veya serbest ulaşımlı olarak ineklere sunulması büyük ölçüde yarar sağlar.


Önlemler zamanında, hatta zamanından önce alınmalıdır. Örneğin; havanın ani ısınması meteorolojik olarak bildirildiyse önlemlerin daha önce alınması ve hasarsız olarak aşırı sıcakların atlatılması mümkündür.
 
Ynt: İneği Serin Tut...

Kurudaki İnekleri Serinletelim (Temmuz 2014)

Sağılmakta olan ineklerin yaz aylarında süt verimleri sıcaklık stresinden dolayı azaldığında, inekler sahiplerine ilk kötü sinyali vermiş oluyorlar. Bu durum yaz ayları boyunca ve hatta takip eden aylar boyunca ineklerin başına gelecek problemlerin habercisi oluyor. Süt sığırcılığı ile uğraşan bazı işletmeler sıcaklık stresini azaltmaya yönelik olarak serinletme sistemlerini kurmaya başladılar.

Kurudaki inekler ise, süt vermedikleri için süt verimlerinin azalması gibi bir belirti gösteremiyorlar. Ancak; onların da serinlemeye ihtiyacı var. Gebeliğinin son dönemine girmiş bir ineğin süt vermemesi üretiminin olmadığı anlamına gelmez. Onun da üretimi karnındaki yavrusudur. Ayrıca; doğumu takiben yavrusuna ağız sütü verecektir. Daha sonra da biz bol miktarda süt sağmak isteyeceğiz.

Sıcaklık stresinin en kötü özelliği de sadece stresin görüldüğü günlerle kısıtlı olmayan, takip eden günleri de içine alan problemlerin görülmesidir. O yüzden 'süt vermiyor' diyerek kurudaki ineklerin serinletilmesini ihmal etmemek gerekir.

ABD- Minnesota Üniversitesinin yaptığı çalışmalarda kurudaki ineklerin de serinletilmesinin şart olduğu ortaya konulmuştur. ABD ' nin sıcak eyaletlerinden biri olan Florida ' da, üniversite tarafından yapılan çalışmalar yine kurudaki ineklerin de serinletilmesine gerek olduğu yönündeki fikirleri desteklemektedir.

Kurudaki inekler serinletilirse, doğum yaptıktan sonra, serinletilmeyen kontrol grubundakilere göre daha çok süt veriyorlar. Yine bu ineklerin doğum sonrası dirençleri, bağışıklık sistemleri daha yüksek oluyor.

Bağışıklık sistemleri daha iyi olan, kurudayken serinletilmiş ineklerin somatik hücre skorları düşük oluyor, rahim hastalıkları da daha az görülüyor.

Serinletilmiş ineklerden doğan buzağılar da daha yüksek doğum ağırlığına sahip oluyorlar. Ortalama 6,3 kg daha ağır olan buzağılar bu farkı ileride de koruyorlar. Yavruların kolostrum emilimleri daha yüksek, bağışıklık fonksiyonları daha iyi seviyede oluyor.

Gelelim süt verimindeki artışa. Serinletilen inekler doğum sonrası daha çabuk pik seviyesine ulaşıyorlar ve ısı stresindekilere göre ortalama günde 4,9 kg daha fazla süt veriyorlar.

Çalışmalarda kurudayken serinletilmiş ineklerden doğan dişi buzağıların düve olduktan sonra, ilk laktasyondaki süt verimleri de incelenmiş. Anne karnındaki serinletilmiş dişi buzağıların laktasyonun ilk 35 haftası boyunca, serinletilmeyenlere kıyasla, günde ortalama 2.72 kg daha fazla süt verdiği görülmüş. Bu da gösteriyor ki; süt verimi ve karlılık için kuru dönemdeki ineklerin de serinletilmesinde büyük fayda vardır.

Diğer bir fayda da döl tutma konusundadır. Anneleri serinletilmiş dişi danalar, düve olduktan sonra gebelik başına payet sayısı düşmüş, yani daha iyi bir döl verimi sağlanmış.

Bu çalışmalar ışığında; laktasyondaki ineklere uygulanan serinletme sisteminin eksiksiz biçimde kurudaki ineklere de uygulanması daha çok süt, daha az doğum sonrası hastalık ve daha sağlıklı, verimli buzağılar anlamına gelmektedir.
 
Ynt: İneği Serin Tut...

yazılar uzun valla ne yalan söyliyim bu kez hepsini okumadım...
fakat bi tecrübemi anlatayım...
Bilindiği gibi bizim burası kışın soğuk...
Kışın bazı gecelerde Ahırda su bile donar ama bakarsınız inekler son derece rahat...
soğuk iklime adaptasyon sağlayabiliyor ama sıcağa bir çare bulamıyor...
 

Benzer Konular