uzun yıllardır tasavvur ettiğim bir proje var.
Projenin bir kaç amacı var:
1- İç anadolu bölgesini suya kavuşturmak: bildiğiniz gibi yer altı sularını kullanmaktan çökmeler / obruklar oluşmaya başladı. su artık çok derinlerde, masrafı fazla, tuz gölü bile kurudu. Bütün bilim insanları, iç anadolu bölgesinin çölleşmek üzere olduğunu artık bu bölgede çok su isteyen bitkilerin üretilmemesini (pancar, mısır vb) söylüyorlar. Siyasetçiler de bunu göze alamıyor. ve iç anadolu git gide kuruyor, verim düşüyor, çölleşiyor.
2- Yurt dışına akan suların yurt içinde kalmasını sağlamak: Sınıraşan sularla ilgili uluslararası bir sözleşme var. o sözleşmede sınıraşan sularda öncelik kaynak ülkenin. diğer ülkeler bunu değiştirmek için uğraşıyorlar. çoğu ülke buna yanaşmıyor. sular ortak olursa vay halimize. su üzerine baraj, gölet, kanal vs. hiçbirşey yapamayız. hazır bu sözleşmede 'öncelik ve kullanım hakkı kaynak ülkenindir.' maddesi varken bu işi yapmalıyız. yakın zamanda bunu değiştirebilirler. çünkü başta orta doğu ve afrika ülkeleri olmak üzere, su kıtlığı büyük sorunlar çıkaracak. elimizi çabuk tutmalıyız. hatırlarsanız Avrupa Birliği Fırat ve Dicle nehirlerinin yönetiminin kendilerine bırakılmasını talep etti. bu konunun önemini anlatmaya yeter.
3- Sınıraşan sularımız ile Irak, Suriye, Ermenistan gibi ülkeleri direkt kontrol edebiliriz. özellikle ırak ' ın kuzeyinde oluşan kürdistan otonomi devleti (yakında bağımsızlığını ilan eder) su ile kontrol altına alınabilir. hoşumuza gitmeyen bir şey yaptığında suyunu keseriz, olur biter. Stratejik ve politik olarak ülke olarak elimiz güçlü olur.
Sınıraşan sularımız : Ermenistan ile Aras ve Kura nehirleri,
Suriye ile Fırat nehri
Irak ile Dicle ve Fırat nehri.
Proje :
Doğu Anadolu Memleketin en yüksek bölgesi. İç anadolu bölgesi nisbeten oraya göre daha alçak.
bu sınıraşan suların hepsine çok büyük barajlar yapılacak. geriye hiç su bırakılmayacak.
kanallar ve tünellerle Fırat, Dicle, Aras, Kura nehirlerinin suları, bütün bölgeleri sulaya sulaya iç anadoluya akıtılacak. sonu da Tuz gölüne ulaşacak.
su kullanılacak, geri kalanı tuz gölüne boşalacak. böylece sulama sağlanacak ve tuz gölü dolayısıyla yeraltı su kaynakları tekrar doldurulacak.
- suyu kontrol ederek bütün bu ülkeleri kontrol edebiliriz, böyle stratejik bir gücümüz de olacak. hatta Irak ile Su = Petrol takası bile yapabiliriz....
1940 ' larda ABD başkanı '1 damla kan = 1 damla petrol' demişti.
ve şimdi de ben diyorum ki '1 damla kan = 1 damla petrol = 1 damla su' hatta su daha da önemli.
Tabiki bunun yapılabilmesi için,
Türk egemenliğini yoketmeye çalışmayan, açılım saçılım yapmayan, ihanetin başını ezen, onlara her istediğini vermeyen, vizyonu geniş, her yaptığını Türk Milletinin, Türk Devletinin çıkarını düşünerek yapan idareciler, hükümet lazım...
Projenin bir kaç amacı var:
1- İç anadolu bölgesini suya kavuşturmak: bildiğiniz gibi yer altı sularını kullanmaktan çökmeler / obruklar oluşmaya başladı. su artık çok derinlerde, masrafı fazla, tuz gölü bile kurudu. Bütün bilim insanları, iç anadolu bölgesinin çölleşmek üzere olduğunu artık bu bölgede çok su isteyen bitkilerin üretilmemesini (pancar, mısır vb) söylüyorlar. Siyasetçiler de bunu göze alamıyor. ve iç anadolu git gide kuruyor, verim düşüyor, çölleşiyor.
2- Yurt dışına akan suların yurt içinde kalmasını sağlamak: Sınıraşan sularla ilgili uluslararası bir sözleşme var. o sözleşmede sınıraşan sularda öncelik kaynak ülkenin. diğer ülkeler bunu değiştirmek için uğraşıyorlar. çoğu ülke buna yanaşmıyor. sular ortak olursa vay halimize. su üzerine baraj, gölet, kanal vs. hiçbirşey yapamayız. hazır bu sözleşmede 'öncelik ve kullanım hakkı kaynak ülkenindir.' maddesi varken bu işi yapmalıyız. yakın zamanda bunu değiştirebilirler. çünkü başta orta doğu ve afrika ülkeleri olmak üzere, su kıtlığı büyük sorunlar çıkaracak. elimizi çabuk tutmalıyız. hatırlarsanız Avrupa Birliği Fırat ve Dicle nehirlerinin yönetiminin kendilerine bırakılmasını talep etti. bu konunun önemini anlatmaya yeter.
3- Sınıraşan sularımız ile Irak, Suriye, Ermenistan gibi ülkeleri direkt kontrol edebiliriz. özellikle ırak ' ın kuzeyinde oluşan kürdistan otonomi devleti (yakında bağımsızlığını ilan eder) su ile kontrol altına alınabilir. hoşumuza gitmeyen bir şey yaptığında suyunu keseriz, olur biter. Stratejik ve politik olarak ülke olarak elimiz güçlü olur.
Sınıraşan sularımız : Ermenistan ile Aras ve Kura nehirleri,
Suriye ile Fırat nehri
Irak ile Dicle ve Fırat nehri.
Proje :
Doğu Anadolu Memleketin en yüksek bölgesi. İç anadolu bölgesi nisbeten oraya göre daha alçak.
bu sınıraşan suların hepsine çok büyük barajlar yapılacak. geriye hiç su bırakılmayacak.
kanallar ve tünellerle Fırat, Dicle, Aras, Kura nehirlerinin suları, bütün bölgeleri sulaya sulaya iç anadoluya akıtılacak. sonu da Tuz gölüne ulaşacak.
su kullanılacak, geri kalanı tuz gölüne boşalacak. böylece sulama sağlanacak ve tuz gölü dolayısıyla yeraltı su kaynakları tekrar doldurulacak.
- suyu kontrol ederek bütün bu ülkeleri kontrol edebiliriz, böyle stratejik bir gücümüz de olacak. hatta Irak ile Su = Petrol takası bile yapabiliriz....
1940 ' larda ABD başkanı '1 damla kan = 1 damla petrol' demişti.
ve şimdi de ben diyorum ki '1 damla kan = 1 damla petrol = 1 damla su' hatta su daha da önemli.
Tabiki bunun yapılabilmesi için,
Türk egemenliğini yoketmeye çalışmayan, açılım saçılım yapmayan, ihanetin başını ezen, onlara her istediğini vermeyen, vizyonu geniş, her yaptığını Türk Milletinin, Türk Devletinin çıkarını düşünerek yapan idareciler, hükümet lazım...
