Allah Rahmet Eylesin Hemşerim, Rahmetlinin Torunlarından Sewtap ile Milas Ortaokulunda 3 yıl aynı sınıfta okumuştuk...
Bu Türkü ' de adı geçenler we bestecisi de dahil yaşayan hiç kimse kalmamıştır...
16.03.2015 - 11:24 | Son Güncelleme: 16.03.2015-12:06 Milliyet.com.tr » Gündem » Haber
Nazmi Yükselen hayatını kaybetti
'Ormancı' türküsünün bestecisi Nazmi Yükselen, tedavi gördüğü Milas ' taki özel bir hastanede 89 yaşında hayatını kaybetti.
Nazmi Yükselen hayatını kaybetti
Muğlanın Milas İlçesinde yaşayan Devlet Sanatçısı, söz yazarı ve bestekar 89 yaşındaki Nazmi Yükselen, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.
Geçen yıl Kasım ayından beri İzan Özel Sağlık Hastanesinde safra kesesi ve karaciğer rahatsızlığı nedeniyle tedavi gören söz yazarı ve bestekar Nazmi Yükselen, bu sabah yaşamını yitirdi. Birçok türkü yazıp besteleyen, evli ve iki çocuk babası Nazmi Yükselenin en göze çarpan çalışmalarından biri Ormancı parçasını derlemesiydi. Milasın yetiştirdiği en büyük ses sanatçılarından biri olan ve Kültür Bakanlığı tarafından Devlet Sanatçısı olarak onurlandırılan Nazmi Yükselenin ölüm haberi, üzüntü yarattı. Nazmi Yükselenin cenazesinin, yarın ilçedeki Kurşunlu Camiinde öğlende kılınacak cenaze namazının ardından Milas Şehir Mezarlığında toprağa verileceği belirtildi.
NAZMİ YÜKSELEN KİMDİR?
Nazmi Yükselen, 1926 yılında Milasta doğdu. İlk ve orta öğrenimini Milasta tamamlayan Yükselen, 1948de İstanbula askerlik yapmak üzere gitti. Sonrasında İstanbul Radyosunun açtığı ses yarışmasında başarılı olarak İstanbul Radyosunda çalışmaya başladı. 1950de ilk plağını çıkaran Nazmi Yükselen, Bodrum Hakimi ve Karaova Düğünü adlı şarkıları yazıp besteledi. Ormancı, Şu Milasın İçinde Bir Gül Ben İdim adlı türkülerini derleyen Nazmi Yükselen, TRT repertuvarına sundu. Nazmi Yükselenin ismi, bir süre önce evinin olduğu caddeye verildi.
Ormancı türküsü
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Temmuz 1946 ' da Muğla ' nın Gevenes Köyü ' ndeki (günümüzdeki adı Çaybükü, Muğla) Belen Kahvesi ' nde vuku bulan gerçek bir olay üzerine Değirmenci Pisili Tahir Usta tarafından bestelenen ve zamanla ünü Türkiye geneline yayılan bir halk türküsüdür. Türkünün sebep olduğu ilgi nedeniyle Çaybükü köyündeki Belen Kahvesi yakın geçmişte restore edilmiş olup, ziyaretçi akınına uğramaktadır.
Ormancı Türküsünün Hikâyesi[değiştir | kaynağı değiştir]
Belen Kahvesi, Çaybükü köyü, Muğla
Belen Kahvesi
Gevenes köyünde 1922 yılında dünyaya gelen Mustafa Şahbudak, ağa çocuğudur. Mustafanın en yakın arkadaşı köy muhtarı Tevfik Cezayir ' dir. Her akşam köy kahvesinde dama oynayan iki arkadaşın iddialı ve dostane karşılaşmaları kahvehanedekiler tarafından da ilgi ile izlenir. 1946 yılının bir Temmuz gününde, Mustafa Şahbudak ve Muhtar Tevfik Cezayir, yine dama tahtasının başına otururlar. Oyunun yarısında ' Sarı Memet ' lakaplı Orman Memuru Mehmet İn çıkagelir. Mehmet, sarhoştur. Bir gün önce, komşu Çiftlik köyünde yangın çıkmıştır. Ormancı, yangın evrakının bir an önce ilçeye götürülmesi için bekçiyi muhtardan ister. Ancak bu arada 1946 seçimlerinin evrakı da Yatağana gönderilecektir. Her türlü evrak Yatağana köy bekçisi tarafından götürülmektedir. Muhtar Cezayir, ' Olmaz, daha acil olan seçim sonuçlarının ulaştırılması gerekiyor. Bekçiyi gönderemem ' cevabını verir. Bunun üzerine ormancı ile muhtar arasında tartışma başlar. Muhtar Tevfik Cezayir, ' Ayıp ediyorsun Mehmet, bize müsaade et ' der ve oyuna devam eder.
Ormancı dama masasına bir yumruk atar. Mustafa Şahbudak, bu davranışa tahammül edemez ve ormancıyı tokatlar. Olayın büyüyeceğini anlayan köylüler, ormancıyı sakinleşmesi için kahvenin arka tarafına götürürler. Ormancı bağırarak küfürler savurmaktadır. Küfürler Mustafa Şahbudakın tahammül sınırını daha da zorlar. Şahbudak, yerinden kalkar, ormancının üzerine yürür. Ormancı Mehmet, kamasını çıkarıp Mustafa Şahbudakı kolundan yaralar. O zaman, Mustafa Şahbudak ormancıyı korkutmak için, belindeki tabancayı çıkarır, yere doğru ateş eder. Muhtar, ormancının ikinci kez kama vurmaması için elini tutar. Fakat, Mustafa tetiği çoktan çekmiştir ve kurşun muhtar Tevfik Cezayir ' e isabet eder. Ormancı Mehmet İn, bunun üzerine kaçmaya başlar. Mustafa Şahbudak kaçmasın diye, bir el daha ateş eder. Bu ateş de öldürmek için değil, kaçmasına engel olmak içindir. İkinci atışta Mehmet İn, yere düşer. Arka cebinde tütün tabakası olduğu için, ona bir şey olmaz. Ama Tevfik kanlar içindedir.
O günlerin imkânsızlıkları içerisinde Tevfiki, tahta bir sal üzerinde köyden 23 kilometre uzaklıktaki Muğla Devlet Hastanesine götürürler. Tevfik, çok kan kaybetmektedir. Mustafa, Doktor Veli Beye, Babamın selamı var, bu adamı iyileştir diye yalvarır. Doktor Veli Bey, O ölecek, önce senin kolunu saralım diye yanıt verir. O sırada Tevfik eliyle işaret edip Mustafayı yanına çağırarak, Ben ölüyorum, hakkını helal et dedikten sonra can verir.
Mustafa, en yakın arkadaşını öldürdüğü için teslim olur, 4 yıl ceza alır. Cezaevindeyken her gece Tevfik rüyasına girer. Ancak ormancıya kini gittikçe artar.
Bu acı olaydan sonra köyde kalamayacağını anlayan Mehmet İn ise, tayinini ister, Kavaklıdere Orman Müdürlüğüne atanır. Aslen Marmarislidir. Emekliliğinden sonra oraya yerleşir. Doksanlı yılların başında da ölür.
Mustafa Şahbudak da, cezaevinden çıktıktan sonra, anılarla dolu o köyde yaşayamayacağını anlayıp, Muğlaya yerleşir. Çok sevdiği, günlerini birlikte geçirdiği arkadaşı Muhtar Tevfik Cezayiri öldürdüğünde, arkada 25 yaşında bir eş ve 3 çocuk bırakır. Muhtarın eşi Pembe, bu acıya dayanamayıp birkaç yıl sonra akli dengesini yitirir. Oğlunun biri İzmire yerleşir. Diğer oğlu ile kızı, köyde evlenirler ve hayatlarını orada sürdürmeye devam ederler.
Bu arada Mustafa ' nın anne tarafından akrabası olan Değirmenci Pisili Tahir Usta Gevenes Köyünde yaşanan bu acı olayın türküsünü bestelemiştir. Bu türkü bugün düğünlerde okunan, herkesin diline düşen Ormancı türküsüdür. Hayatının kalan yıllarını bu olayı unutmaya çalışarak geçiren Mustafa Şahbudak da 28 Mart 2005 günü İzmir Ege Üniversitesi Hastanesinde 83 yaşında ölür.
Canlı anlatım ile :
https://youtu.be/rt_sokpraEc
Bu Türkü ' de adı geçenler we bestecisi de dahil yaşayan hiç kimse kalmamıştır...
16.03.2015 - 11:24 | Son Güncelleme: 16.03.2015-12:06 Milliyet.com.tr » Gündem » Haber
Nazmi Yükselen hayatını kaybetti
'Ormancı' türküsünün bestecisi Nazmi Yükselen, tedavi gördüğü Milas ' taki özel bir hastanede 89 yaşında hayatını kaybetti.
Nazmi Yükselen hayatını kaybetti
Muğlanın Milas İlçesinde yaşayan Devlet Sanatçısı, söz yazarı ve bestekar 89 yaşındaki Nazmi Yükselen, tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.
Geçen yıl Kasım ayından beri İzan Özel Sağlık Hastanesinde safra kesesi ve karaciğer rahatsızlığı nedeniyle tedavi gören söz yazarı ve bestekar Nazmi Yükselen, bu sabah yaşamını yitirdi. Birçok türkü yazıp besteleyen, evli ve iki çocuk babası Nazmi Yükselenin en göze çarpan çalışmalarından biri Ormancı parçasını derlemesiydi. Milasın yetiştirdiği en büyük ses sanatçılarından biri olan ve Kültür Bakanlığı tarafından Devlet Sanatçısı olarak onurlandırılan Nazmi Yükselenin ölüm haberi, üzüntü yarattı. Nazmi Yükselenin cenazesinin, yarın ilçedeki Kurşunlu Camiinde öğlende kılınacak cenaze namazının ardından Milas Şehir Mezarlığında toprağa verileceği belirtildi.
NAZMİ YÜKSELEN KİMDİR?
Nazmi Yükselen, 1926 yılında Milasta doğdu. İlk ve orta öğrenimini Milasta tamamlayan Yükselen, 1948de İstanbula askerlik yapmak üzere gitti. Sonrasında İstanbul Radyosunun açtığı ses yarışmasında başarılı olarak İstanbul Radyosunda çalışmaya başladı. 1950de ilk plağını çıkaran Nazmi Yükselen, Bodrum Hakimi ve Karaova Düğünü adlı şarkıları yazıp besteledi. Ormancı, Şu Milasın İçinde Bir Gül Ben İdim adlı türkülerini derleyen Nazmi Yükselen, TRT repertuvarına sundu. Nazmi Yükselenin ismi, bir süre önce evinin olduğu caddeye verildi.
Ormancı türküsü
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Temmuz 1946 ' da Muğla ' nın Gevenes Köyü ' ndeki (günümüzdeki adı Çaybükü, Muğla) Belen Kahvesi ' nde vuku bulan gerçek bir olay üzerine Değirmenci Pisili Tahir Usta tarafından bestelenen ve zamanla ünü Türkiye geneline yayılan bir halk türküsüdür. Türkünün sebep olduğu ilgi nedeniyle Çaybükü köyündeki Belen Kahvesi yakın geçmişte restore edilmiş olup, ziyaretçi akınına uğramaktadır.
Ormancı Türküsünün Hikâyesi[değiştir | kaynağı değiştir]
Belen Kahvesi, Çaybükü köyü, Muğla
Belen Kahvesi
Gevenes köyünde 1922 yılında dünyaya gelen Mustafa Şahbudak, ağa çocuğudur. Mustafanın en yakın arkadaşı köy muhtarı Tevfik Cezayir ' dir. Her akşam köy kahvesinde dama oynayan iki arkadaşın iddialı ve dostane karşılaşmaları kahvehanedekiler tarafından da ilgi ile izlenir. 1946 yılının bir Temmuz gününde, Mustafa Şahbudak ve Muhtar Tevfik Cezayir, yine dama tahtasının başına otururlar. Oyunun yarısında ' Sarı Memet ' lakaplı Orman Memuru Mehmet İn çıkagelir. Mehmet, sarhoştur. Bir gün önce, komşu Çiftlik köyünde yangın çıkmıştır. Ormancı, yangın evrakının bir an önce ilçeye götürülmesi için bekçiyi muhtardan ister. Ancak bu arada 1946 seçimlerinin evrakı da Yatağana gönderilecektir. Her türlü evrak Yatağana köy bekçisi tarafından götürülmektedir. Muhtar Cezayir, ' Olmaz, daha acil olan seçim sonuçlarının ulaştırılması gerekiyor. Bekçiyi gönderemem ' cevabını verir. Bunun üzerine ormancı ile muhtar arasında tartışma başlar. Muhtar Tevfik Cezayir, ' Ayıp ediyorsun Mehmet, bize müsaade et ' der ve oyuna devam eder.
Ormancı dama masasına bir yumruk atar. Mustafa Şahbudak, bu davranışa tahammül edemez ve ormancıyı tokatlar. Olayın büyüyeceğini anlayan köylüler, ormancıyı sakinleşmesi için kahvenin arka tarafına götürürler. Ormancı bağırarak küfürler savurmaktadır. Küfürler Mustafa Şahbudakın tahammül sınırını daha da zorlar. Şahbudak, yerinden kalkar, ormancının üzerine yürür. Ormancı Mehmet, kamasını çıkarıp Mustafa Şahbudakı kolundan yaralar. O zaman, Mustafa Şahbudak ormancıyı korkutmak için, belindeki tabancayı çıkarır, yere doğru ateş eder. Muhtar, ormancının ikinci kez kama vurmaması için elini tutar. Fakat, Mustafa tetiği çoktan çekmiştir ve kurşun muhtar Tevfik Cezayir ' e isabet eder. Ormancı Mehmet İn, bunun üzerine kaçmaya başlar. Mustafa Şahbudak kaçmasın diye, bir el daha ateş eder. Bu ateş de öldürmek için değil, kaçmasına engel olmak içindir. İkinci atışta Mehmet İn, yere düşer. Arka cebinde tütün tabakası olduğu için, ona bir şey olmaz. Ama Tevfik kanlar içindedir.
O günlerin imkânsızlıkları içerisinde Tevfiki, tahta bir sal üzerinde köyden 23 kilometre uzaklıktaki Muğla Devlet Hastanesine götürürler. Tevfik, çok kan kaybetmektedir. Mustafa, Doktor Veli Beye, Babamın selamı var, bu adamı iyileştir diye yalvarır. Doktor Veli Bey, O ölecek, önce senin kolunu saralım diye yanıt verir. O sırada Tevfik eliyle işaret edip Mustafayı yanına çağırarak, Ben ölüyorum, hakkını helal et dedikten sonra can verir.
Mustafa, en yakın arkadaşını öldürdüğü için teslim olur, 4 yıl ceza alır. Cezaevindeyken her gece Tevfik rüyasına girer. Ancak ormancıya kini gittikçe artar.
Bu acı olaydan sonra köyde kalamayacağını anlayan Mehmet İn ise, tayinini ister, Kavaklıdere Orman Müdürlüğüne atanır. Aslen Marmarislidir. Emekliliğinden sonra oraya yerleşir. Doksanlı yılların başında da ölür.
Mustafa Şahbudak da, cezaevinden çıktıktan sonra, anılarla dolu o köyde yaşayamayacağını anlayıp, Muğlaya yerleşir. Çok sevdiği, günlerini birlikte geçirdiği arkadaşı Muhtar Tevfik Cezayiri öldürdüğünde, arkada 25 yaşında bir eş ve 3 çocuk bırakır. Muhtarın eşi Pembe, bu acıya dayanamayıp birkaç yıl sonra akli dengesini yitirir. Oğlunun biri İzmire yerleşir. Diğer oğlu ile kızı, köyde evlenirler ve hayatlarını orada sürdürmeye devam ederler.
Bu arada Mustafa ' nın anne tarafından akrabası olan Değirmenci Pisili Tahir Usta Gevenes Köyünde yaşanan bu acı olayın türküsünü bestelemiştir. Bu türkü bugün düğünlerde okunan, herkesin diline düşen Ormancı türküsüdür. Hayatının kalan yıllarını bu olayı unutmaya çalışarak geçiren Mustafa Şahbudak da 28 Mart 2005 günü İzmir Ege Üniversitesi Hastanesinde 83 yaşında ölür.
Canlı anlatım ile :
https://youtu.be/rt_sokpraEc