GDO Bulaştıran kurtulacak

Bulaştıran kurtulacak
Hacer BOYACIOĞLU
30 Mayıs 2014

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın yürürlüğe giren yönetmeliğine göre bir üründe binde 9 veya daha az GDO varsa o ürün ‘GDO bulaşanı’ olarak adlandırılacak. Yetkililer bununla gıdalarda GDO kullanımının önünün açıldığını söylerken, Bakanlık “Bu sadece davaları etkileyecek” açıklaması yaptı.

GENETİĞİ değiştirilmiş (GD) ürünlerle ilgili önemli bir değişiklik sessiz sedasız yürürlüğe girdi ve GD bulaşanlığının tanımı yapıldı. Değişikliğe göre bir üründe binde 9 veya daha az genetiği değiştirilmiş organizma (GDO) varsa o ürün “GDO bulaşanı” olarak adlandırılacak. Düzenleme GDO’lu ürün davalarını da yakından etkileyecek. GDO’ya Hayır Platformu, “Gıdalarda GDO kullanımının önü açıldı” derken, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, “Bu sadece davaları etkileyecek. Gıda amaçlı hiçbir GDO kullanımına izin vermemiz söz konusu değil” bilgisini verdi.

Bir ürünün GDO’lu sayılması için genetiğinin değiştirilmesi ve patentlenmesi gerekiyor. Ancak sıradan bir ürün ile GDO’lu ürünün aynı kutuda taşınması bile testlerde kendini gösteren ve ‘üründe GDO var’ şeklinde yorumlanabilecek sonuçlara neden olabiliyor. Örneğin aynı konteynırda GDO’lu soyayla birlikte taşınan bir buğdayda bulaşanlık gözlenebiliyor. GDO’lu ürünle, sıradan ürün aynı üretim bandından geçerse de benzer sonuçlar çıkabiliyor.
Resmi Gazete’de dün yayınlanan yönetmelikte bir ürüne, üretim, imalat, işleme, hazırlama, nakliye, muhafaza aşamasında ya da çevresel faktörler nedeniyle teknik olarak engellenemeyen, önlenemeyen nedenlerle veya tesadüfi olarak GDO bulaşırsa “bulaşanlık” durumu olacak. GDO bulaşanlığında sınır binde 9 ve altı olacak.

Bakanlık: Yine ürün toplatılacak

GIDA Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkilileri ise gıda amaçlı GDO kullanımına verilen bir iznin olmadığını belirttiler. Türkiye’de gıda amaçlı hiçbir GDO kullanımına izin verilmediğini kaydeden yetkililer, getirilen yeni düzen hakkında şu bilgiyi verdiler: “Bu yönetmelik sonrası ne değişecek? Basit bir örnekle anlatmak gerekirse, Türkiye’de gıda alanında hiçbir GDO’lu ürüne izin verilmiyor. Denetimde bir gıda ürününde binde 9 veya altında GDO kullanımı tespit edildi. Bu durumda ürün yine toplanacak, imha edilecek veya ithal edildiği ülkeye geri gönderilecek. Kesinlikle yurtiçinde kullanımına izin verilmeyecek. Tek değişiklik yargı sürecinde olacak. Şu anda bulaşan tanımı bizim mevzuatımızda net olmadığı için, herkes 10 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyor. Bu durum ortadan kalkacak: Yargı makamlarının işini bulaşanlık tanımını yaparak kolaylaştırmış olacağız.”

Kullanımının önü açılıyor

GDO’ya Hayır Platformu düzenleme sonrası yaptığı açıklama ile GDO’lu 14 mısır ve 3 soya çeşidinin artık bebek maması da dahil olmak üzere gıdalar içinde yer almasının önünün açıldığını iddia etti. Platformdan yapılan açıklamada, “Bu haliyle yönetmelik kanuna aykırılık teşkil ediliyor. Kanunun izin vermediği bir konu yönetmelikle izinlendirilmiştir. Biyogüvenlik Kurulu‘nun gıda amaçlı izin verdiği hiçbir GDO yoktur. Son derece büyük üzüntülerin üst üste yaşandığı ülkemizde, daha geçtiğimiz hafta bebek mamalarında bile GDO tespit edilmişken, yapılan bu yönetmelik değişikliği ile halkımız yine bir tedirginlik ve sıkıntı içerisine sokulmuştur” denildi.

Diğer ülkelerde GDO mevzuatı nasıl?

AB: 2003 yılında yapılan düzenleme ile GDO oranı binde 9’u geçtiği takdirde etiketleme şartı getirildi. Genetiği değiştirilmiş yemle beslenen hayvanların ürünleri olan et, süt, yumurta gibi ürünlerde etiketleme zorunlu değil.

Avustralya/Yeni Zelanda: Gıdanın besinsel değerlerinin değişmesi veya gıdanın genetik değişiklik sonucunda yeni DNA veya protein içermesiyle karakterinin değiştiği durumlarda etiketleme mecburi. İstenmeyen bulaşmada yüzde 1’lik değere kadar izin veriliyor.
G.Kore: Genetiği değiştiril-miş mısır, soya ve soya filizini içeren işlenmiş gıda ürünlerinde veya işlenmiş gıda ürününde; bu 3 gıda maddesi ilk 5’te yer alıyorsa etiketleme şart. Eser miktarda içerikte yer alıyorsa etiketlemeden muaf kalıyor. Bu üç içeriğin kasıtsız bulaşmasında ise eşik değeri yüzde 3.

Davalar dikkat çekiyor

MERSİN Limanı’nda geçtiğimiz yıl yapılan bir operasyonda GDO’lu pirinç ithalatı iddiasıyla 3 firma yöneticisi göz altına alınmış, sonra serbest bırakılmıştı.
 
Ynt: GDO Bulaştıran kurtulacak

GDO analizleri ne kadar güvenilir?

04.06.2014 01:00

Ali Ekber YILDIRIM / TARIM DÜNYASINDAN
aey@dunya.com

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) tartışması yeniden alevlendi. Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Bursa ' da yaptığı rutin gıda denetiminde dünyaca ünlü bir markanın bebek mamasında (sütlü tahıl karışımı) GDO tespit ettiklerini açıkladı. GDO içeren ürün toplatılarak, üretici firma hakkında suç duyurusunda bulunuldu.

Bakanlık bu olaydan sadece 2 gün sonra, 2010 yılında çıkardığı GDO Yönetmeliği ' nde çok önemli bir değişiklik yaptı. Ürün analizlerinde “GDO var” veya “GDO yok” olarak bilinen sıfır tolerans yerine 0.9 (binde 9) oranında bir eşik değer getirildi. Bir üründe binde 9 GDO tespit edildiğinde bu “bulaşma” kabul edilecek.
Bebek mamasında GDO nasıl tespit edildi ve yönetmelik neden değiştirildi?

1- Biyogüvenlik Yasası ' na göre Türkiye ' de, genetiği değiştirilmiş ürünlerin ekimi, gıda amaçlı olarak ithalatı yasak. Bugüne kadar yemde kullanılmak üzere 16 mısır ve 3 soya genine izin verildi. Danıştay, 2 mısır geni ile ilgili izni iptal etti.

2- Genetiği değiştirilmiş ürün ve ürünlerinin gıdada, bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması yasak.

3- Türkiye ' ye ithal edilen ve genetiği değiştirilmiş ürün kullanılması muhtemel ürünlerde GDO analizi yapılmadan ülkeye girişine izin verilmiyor. Bebek mamaları da bu kapsamda.

4- Yasak olmasına rağmen bebek mamasında genetiği değiştirilmiş ürün tespiti bu anlamda çok önemli. Bu ürün Türkiye ' ye nasıl girdi?

5- Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, bebek mamasında genetiği değiştirilmiş ürün tespiti üzerine yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “başta bebek mamaları olmak üzere içerisinde GDO olabilecek bütün gıda maddeleri ithalat aşamasında GDO analizine tabi tutulmaktadır. Bu kapsamda, Milupa Aptamil Sütlü Tahıl Karışımı (Parti No ve STT: 28.03.2015) adlı üründen ithalat aşamasında numune alınarak GDO analizi yapılmış ve üründe GDO varlığı tespit edilmediği için ürünün yurda girişine izin verilmiştir.” görüşüne yer verildi.

6- Bakanlık açıklamasından da anlaşılacağı üzere ithal bebek maması analiz ediliyor ve GDO içermediği için ülkeye girişine izin veriliyor. Ülkeye girişte tespit edilmeyen GDO, bebek mamasına nasıl girdi? Aynı ürün için iki farklı analiz sonucu var. Birinde GDO var, diğerinde yok deniliyor. Her iki analizi de Bakanlık yapıyor. O zaman akla şu soru geliyor. GDO analizleri ne kadar güvenli?

7- Bebek mamasında, gıda ürünlerinde GDO kullanılması yasaya göre suç. Bebek mamasında tespit edilen GDO oranı açıklanmadığı için bulaşma olup olmadığı bilinmiyor.

8- GDO ' lu olduğu iddiasıyla bir partisi piyasadan toplandığı belirtilen bebek maması, marketlerde satılıyor. Ambalajındaki bilgilere göre, ürünün bileşiminde, soya lesitini, kanola yağı, mısır irmiği, fruktoz var. Soya, mısır ve kanola dünyada üretimi en yaygın GDO ' lu ürünlerdir. Bu ürünlerden soya ve mısır yem amaçlı olarak Türkiye ' ye de ithal ediliyor. Dolayısıyla “bebek mamasında kullanılan soya,mısır ve kanola ürünleri GDO ' lu mu?” sorusunu akla getiriyor. Ya da Türkiye ' ye yem amaçlı ithal edilen mısır veya soyadan bulaşmış olabilir.

9- Benzer bir olay daha önce ithal pirinçte de yaşanmıştı. Amerika ' dan Mersin Limanı ' na getirilen ithal pirinçte GDO olduğu tespit edilmiş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olaya müdahale edince analiz sonuçlarının doğru olmadığı, pirinçlerin GDO ' lu olmadığı açıklanmıştı. O konuda yargı süreci devam ediyor.

10- Bebek maması tartışması ile eş zamanlı olarak GDO Yönetmeliği de değiştirildi. Son günlerin moda deyimi ile zaman manidar. Bu tür değişiklikler için hazırlıklar çok önceden başlar. Bebek mamasında GDO tespiti ile eş zamanlı yönetmelik değişikliği doğal olarak “gıda ürünlerinde de GDO ' ya izin veriliyor” görüşünü haklı çıkardı. Ayrıca, tepki yükselince Bakanlık açıklama yaparak yönetmelikteki binde 9 eşik değerinin sadece yem amaçlı izin verilen genleri kapsadığını duyurdu. Yönetmelik değişikliğinde “yem amaçlı gen” tanımlaması yerine “ürün” olarak belirlenmesi de ayrıca manidar.

11- Binde 9 eşik değeri ilk kez gündeme gelmiyor. Biyogüvenlik Yasası kabul edilmeden bir yıl önce 2009 ' da ilk kez GDO Yönetmeliği çıkarıldı. Bu yönetmelikte GDO ' lu ürünler için binde 9 eşik değeri vardı. Toplumdaki tepki üzerine Başbakan Erdoğan ve Bakan Mehdi Eker, “biz GDO ' yu yasaklamak için bu yönetmeliği çıkardık” demişlerdi. Daha sonra Danıştay yönetmeliği iptal etti. 2010 ' da Biyogüvenlik Yasası kabul edildi ve aynı yıl yeni bir GDO Yönetmeliği çıkarıldı. O yönetmelikte eşik değere yer verilmedi. Özellikle yem sanayicileri ve gıda firmaları eşik değerin belirlenmesi için yoğun kulis çalışmaları yaptı. Şimdi 5 yıl öncesine dönüldü ve binde 9 eşik değer kabul edildi.

12- Eşik değer belirlendiğine göre, yasada ve 2010 ' da çıkarılan GDO Yönetmeliğine göre etiket sitemine de geçilmesi gerekiyor. Ürünlerin etiketinde GDO olup olmadığı mutlaka yazılmalı. Tüketici o zaman tercihini yapar.

Özetle, genetiği değiştirilmiş ürünlerle ilgili tartışmalar önümüzdeki günlerde de sürecek. Analiz sonuçları hep tartışılacak. Oysa, sahip olduğu tarımsal potansiyel değerlendirildiğinde, Türkiye ' nin genetiği değiştirilmiş hiçbir ürüne ihtiyacı olmayacak.
 

Benzer Konular