Hani bir söz vardır: Düğün değil bayram değil eniştem beni niye öptü?
Tarım Alanında Şövalye Liyakat Nişanı (Chevalier dans I ' Ordre du Merite Agricole), bu yıl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e verildiği haberleri basında geçince konu; tarım basın ve yazarları ‘’ Eniştemiz Fransa Türkiye’yi Niçin Öptü, Bakanımız Nasıl Şövalye Oldu, Niçin Şövalyelik Nişanı Verildi’’ gibi başlıklarda yer aldı. Yazılarda Türkiye’nin canlı hayvan ve et ithalatında Avrupa Birliği ülkelerinin birinci, Fransa için Avrupa Birliği içerisinde Türkiye’ye en çok hayvancılık ürünü satışta yine birinci sırada yer aldığı bu yüzden Bakana şövalyelik nişanı verildiği yorumları gerçekleşti.
Türkiye’nin 250 milyon TL’lik hayvan ithalatından memnun olan Fransa’nın memnuniyetini hayvancılığımızı Türkler kurtardı şeklinde dile getirdiği, verilen şövalyelik nişanının Fransa’nın bu sevincinin ifadesi olabilir mi soruları basınımızda yer aldı. GTH Bakanı Sayın Mehdi Eker’in şövalyelik nişanı aldığı haberleri ve bu haberler ile ilgili makalelerin yayınlandığı facebook, yahoo, google’daki gıda , tarım ve hayvancılık sitelerinde besi, çiğ süt-damızlık üreticilerinin devam eden ithalata tepkilerini dile getirdikleri görüldü.
2011 yılında Türkiye Amerika Birleşik Devletlerinden en çok canlı hayvan ithal eden unvanına sahip olduğu bizzat bu yılın başlarında ABD’li yetkililerce açıklanmıştı. Amerika’dan canlı hayvan ithalatı yapan ülkeler arasında Türkiye ABD’den 210 milyon dolarlık canlı hayvan ithalatı yaparken ikincilik 96 milyon dolar ile Rusya’ya aitti.
2011 yılında Türkiye ABD, AB ve Uruguay’dan canlı hayvan ithal etti. Türkiye’ye canlı hayvan, karkas et satmada birincilik AB ülkelerine, ikincilik ise ABD’ye ait idi.
İşte canlı hayvan, kesilmiş et ithalatının 2011 yılının perspektifindeki ön görünüşü bu. Ön görünüşte hayvan ithalatı popülist bir tavırla eti ucuzlatmak yapılıyor. Perspektifin sağ görünüşünde çelişkilik yaratan sübvansiyonlu besi, damızlık üretiminin kredilendirilmesi devam ediyor. Sol görünüşte ise ithal canlı hayvan et fiyatlarının yerli üretimini sekteye uğratıyor. Diğer görünüşlerin her birinde; hayvancılıkta küçük çiftlikler işi bırakıyor, büyük ölçekli yatırım ve işletme sayıları artıyor. Büyük ölçekli yatırımcıların kaba yem tedarikindeki acemilikleri samanı yetmez hale getiriyor. Büyüyen hayvan varlığı (2010 yılına göre kıyasla 2011 yılında %8)gerçekte geçen yıla kadar verilen sıfır faizli borçlanmanın eseri olduğu görülüyor. Hayvancılık sektörünün ürettiği çiğ sütü satın alan endüstriyel süt sektörü ise 2011 yılında kendi kazanç sermayesi ile % 20 oranında büyüdüğü görülüyor. Hayvancılık sektöründe reel büyüme gerçekleşmez iken Endüstriyel süt sektöründe %20’lik büyümenin çiğ sütte piyasa düzensizliği, çiğ süt fiyatlarının olması gereken seviyelerde değil düşük tutulması, ambalajlı ürünlerde ise serbest bırakılması, bir nevi tarımsal üretimdeki çiğ süt gelirlerinin sanayicilere sermaye transferini yaratıyor.
2008 yılında başlayan hayvancılık sektörünün devam eden ithalat ile fetret devrinin halen kapanmayışı ve yukarıdaki perspektifin mevcudiyetinin tepkisi GTH Bakanı Sayın Mehdi Eker’e yöneliyor. ‘’Yiğidi öldür ama hakkını inkar etme ‘’deyimi var. Canlı hayvan, et ithalatının konuşulmaya başlandığı 2010 yılı Mart’ına kadar Sayın Bakan et, canlı hayvan ithalat tüccarlarının yaygaralarına karşı durup yapacağı toplantıya önceden ‘’ hayvan ithalatını isteyenler gelmesin ‘’ demiş olarak sonuna kadar ithalata karşı çıkmıştı. İthalat şalterini Sayın Başbakan indirince Sayın Bakan ‘’çaresiz’’ kalıp başlatmıştı. Dolayısı ile hayvancılık politikasını bir bakıma GTH Bakanı Sayın Mehdi Eker değil iktidar yürütüyor. Et tüketiminin getireceği yüksek fiyat, iktidar tarafından tüketicilerin değişebilecek siyasi tercihleri gögüslenemiyeceği endişesi ile ithalat devam ettiriliyor.
Sayın Bakanın Fransa’dan şövalye nişanı aldığı haberleri, yorum ve değerlendirmeler basında yer alınca biz de merak edip araştırmaya başlarken önce diplomatlara soralım dedik. Şövalye nişanı verilmesi ile ilgili bakanlık dışından sivil diplomatik çevrelerce bize bildirilen yorumda Ermeni Tasarısı ile gerginleşen Türkiye-Fransa ilişkilerini yumuşatma amacının olabilirliği de var sayılıyor.
Sonra bakanlığa yöneldik. GTHB Basın Müşavirliği ve Müsteşar Yardımcısı Nihat Pakdil’in yönlendirmesi ile G 20 toplantısına Sayın Mehdi Eker ile katılan o zamanki GTHB Müsteşar yardımcısı şimdiki Rehberlik Ve Teftiş Başkanı Sayın Erdal Sumaytaoğlu’na sorduk:
Geçtiğimiz günlerde GTH Bakanımız Sayın Mehdi Eker’e Fransa Şövalyelik Nişanı verdi. Bununla ilgili olarak basın bildirisinde Sayın Bakana şövalyelik nişanının ‘’2011 yılında düzenlenen G20 Bakanlar Toplantısı ' nda önemli kararların alınmasında oynadığı etkin rol nedeniyle layık görüldüğü’’bildirildi. Buna göre;
‘’Sayın Bakana Fransa’nın şövalye nişanı verilmesine layık gördüğü 2011 yılında yapılan G20 bakanlar toplantısında Türkiye veya Sayın Bakanın etkin rol aldığı önemli kararlar nedir? ‘’sorumuza Bakanlığın Basın Müşavirliği ,basın müşaviri Sayın Gürbüz bey ve Müsteşar Yardımcısı Sayın Nihat Pakdil’in sekreteryaları aracılığı ile kendilerinin sorumuz ile ilgili ellerinde doküman olmadığını bize bildirdiler.
Sayın Bakan Mehdi Eker ile birlikte sizin de o zaman müsteşar yardımcısı sıfatı ile 2011 yılında yapılan G 20 bakanlar toplantısına katıldığınızı öğrenmiş bulunuyoruz. Ve bundan dolayı sorumu size yöneltmek durumundayım:
‘’Sayın Bakana Fransa’nın şövalye nişanı verilmesine layık gördüğü 2011 yılında yapılan G20 bakanlar toplantısında Türkiye veya Sayın Bakanın etkin rol aldığı önemli kararlar nedir, veya sayın Bakanın G20 toplantısında sunduğu ve kabul edilen teklifleri nelerdir?
GTH Bakanlığı Rehberlik Ve Teftiş Başkanı Sayın Erdal Sumaytaoğlu’nun açıklaması:
Fransa Tarım Bakanlığı tarafından Sayın Bakanımıza Tarım Şövalyesi Liyakat Nişanı Verilmesine ilişkin Bilgi Notu
2008 yılında yaşanan Gıda Krizinden bu yana tarım sektörü yeniden uluslararası toplumun gündemine girmiştir. G-20 gündemine ise Fransa’nın 2011 yılındaki G-20 Dönem Başkanlığı sırasında Fransa’nın isteğiyle alınmıştır. Fransa Dönem Başkanlığı, 2011 yılında “Tarımsal Ürün Fiyat Dalgalanmaları” konusunu görüşmek üzere bir Tarım Bakanları Toplantısı düzenlemeyi kararlaştırmıştır. Anılan toplantı, 22-23 Haziran 2011 tarihlerinde Paris’te gerçekleştirilmiştir.
Bu Toplantıya hazırlık amacıyla toplam 4 toplantı düzenlenmiştir. Bunlar;
1.Berlin Toplantısı 21 Ocak 2011:
Fransa’nın Berlin Büyükelçiliğinde 21 Ocak 2011 günü düzenlenmiştir.
Toplantıda, Fransız tarafı, üye ülkeler konuya ilişkin bir Sualname gönderilmesini ve 8 uluslararası kuruluştan (FAO, IFAD, IMF, OECD, UNCTAD, WFP, the World Bank and WTO) fiyat dalgalanmaları konusunda bir rapor hazırlamasını istemiştir. Bu öneri üye ülkeler tarafından da kabul görmüştür.
Toplantıda alınan kararlar;
•Şeffaflık ve tarımsal üretim konusunda daha fazla çalışma yapılması gerektiği,
•Mevcut komiteler (FAO ve Gıda Güvenliği Komitesi gibi) çerçevesinde uluslararası koordinasyonun iyileştirilmesi gerektiği,
•Gelişmekte olan ülkelere uygun risk yönetimi araçlarına olan ilgiden bahsedilmiştir,
•Ticaret konularının da gündemde yer alması gerektiği,
•Türev marketlerin düzenlenmesi konusu Ekonomi Sherpaları tarafından görüşülecek olmakla birlikte, Tarım Sherpaları tarafından onlara tarımsal piyasaların çalışmasına yönelik bilgi verilebileceği konularıdır.
2. Paris Toplantısı 23-24 Mart 2011
Toplantıda,
•Sualnameye verilen cevaplar,
•Uluslar arası kuruluşlar tarafından fiyat dalgalanmaları konusunda hazırlanan rapor,
•Piyasalarda şeffaflık ve bilgi,
•Uluslararası koordinasyon,
•Risk yönetimi,
•Uzun vadede tarımsal üretim konuları görüşülmüştür.
3. Paris Toplantısı 11-12 Mayıs 2011
Toplantıda, çeşitli uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları tarafından, AMIS (Agricultural Market Information System), JODI (Joint Oil Data Initiative), Biyoyakıtlar, Tarımsal üretim gibi konularda sunumlar yapılmıştır. Toplantıda ağırlıklı olarak, G-20 Tarım Bakanları tarafından imzalanması öngörülen “Eylem Planı” konusunda tartışmalar yapılmıştır. Ülkelerin Plan üzerindeki değişiklik önerileri kaydedilmiştir.
4. Paris Toplantısı 23 Haziran 2011
23 Haziran 2011 günü gerçekleştirilen G-20 Tarım Bakanları Toplantısında “Eylem Planı” kabul edilmiştir.
Tarım Şövalye Liyakat Nişanı Fransa Tarım Bakanlığı tarafından ilk kez 1883 yılında verilmeye başlanmıştır. Tarım sektörünün gelişmesine katkı sağlayan kişilere verilmektedir.
Sayın Bakanımıza verilmesinin nedeni de G-20 toplantıları sırasında bakanlığımız temsilcilerinin aktif katılımını sağlamasıdır.
Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığı Rehberlik Ve Teftiş Başkanı Sayın Erdal Sumaytaoğlu’na açıklamaları için, bakanlığın diğer personeline sorumu soracak doğru adresi bulmam da yardımları için teşekkür ederiz.
Biz bu yazımızı yayına hazırlar iken GTH Bakanlığını TBMM’deki bütçe görüşmelerinde kendisine verilen şövalyelik nişanı ile ilgili yazılanlara, yorumlara GTHB Sayın Mehdi Eker’in cevabı basına şöyle yansıyordu:
Bakan Eker, Fransa’nın, tarımsal başarılarından dolayı ve dünya gıda güvenliğiyle ilgili Türkiye’nin yapıcı kararları nedeniyle kendisine tarım alanında şövalye liyakat nişanı verdiğini anlattı. “Başarı bu” diyen Eker, ‘Türkiye, Fransa’dan çok ithalat yaptığı için bunun verildiğinin” söylendiğini belirtti. Eker, bunun da yalan olduğunu ifade ederek, “Fransa, sizin iktidarınızda 2002′de dünyanın 5., Avrupa’nın 1. büyük tarım ekonomisiydi. Bizim iktidarımızda Türkiye, Fransa’nın önüne geçti Avrupa’nın birincisi dünyanın 7′si oldu. Fransa bunu biliyor, Fransa bunun için veriyor” dedi.
Fransa, Sayın Bakana şövalyelik nişanını ‘’gerçekte ‘’ niçin verirse versin hayvancılık sektörünün aynası olan tarım medyası ‘’ hayvancılığımızın yorumu’’ nu sunuyor. O yorumlar bakanın tekzip ettiği gibi ‘’ yalan ‘’ olsa da ithalat rakamları gerçek.
Hayvancılık ürünleri ithalatı devam ettiği müddetçe ithal edilen ülkelerden bakana verilecek her ödül de ister istemez önce o ülkeden ithalat veya o ülkenin ihraç ettiği rakamlar akla gelecektir.
Türkiye’ye 2011 yılında en çok canlı hayvanı satan ABD’de dileriz ki Sayın Bakana bir ödül vermesin..!
Bu konu ile ilgili yorum ve değerlendirmeleri üreticilere, okuyuculara da bırakır iken Türkiye’de hayvancılık ile uğraşan bir milyon ailenin oluşturduğu dört-beş milyon kişi, hayvancılık sektörü canlı hayvan ithalatının durdurulması için ilgili gümrük vergilerinin eskiden olduğu gibi % 135 seviyesine getirilmesini bekliyor.
Gıda tarım ve hayvancılıkta tarım ve hayvancılık gıdayı üretiyor. Gıdanın iki ayağı olduğu görülüyor ve bu ayaklardan hayvancılık ayağı kırık. Bu kırık ayağın düzeltilmesinin başlangıcı olacak ithalatın durdurulmasında mecliste grubu bulunan muhalif siyasi partilere de görev düşüyor: İthalatın durdurulmasını iktidardan ciddi bir şekilde istemektir. İthalatın durdurulması ile oluşacak et tüketimindeki geçici fiyat yükselişlerinin de siyasi istismar konusu yapılmayacağını deklare etmektir. Üreticiler muhalefetten de bunu bekliyor
Tarım Alanında Şövalye Liyakat Nişanı (Chevalier dans I ' Ordre du Merite Agricole), bu yıl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e verildiği haberleri basında geçince konu; tarım basın ve yazarları ‘’ Eniştemiz Fransa Türkiye’yi Niçin Öptü, Bakanımız Nasıl Şövalye Oldu, Niçin Şövalyelik Nişanı Verildi’’ gibi başlıklarda yer aldı. Yazılarda Türkiye’nin canlı hayvan ve et ithalatında Avrupa Birliği ülkelerinin birinci, Fransa için Avrupa Birliği içerisinde Türkiye’ye en çok hayvancılık ürünü satışta yine birinci sırada yer aldığı bu yüzden Bakana şövalyelik nişanı verildiği yorumları gerçekleşti.
Türkiye’nin 250 milyon TL’lik hayvan ithalatından memnun olan Fransa’nın memnuniyetini hayvancılığımızı Türkler kurtardı şeklinde dile getirdiği, verilen şövalyelik nişanının Fransa’nın bu sevincinin ifadesi olabilir mi soruları basınımızda yer aldı. GTH Bakanı Sayın Mehdi Eker’in şövalyelik nişanı aldığı haberleri ve bu haberler ile ilgili makalelerin yayınlandığı facebook, yahoo, google’daki gıda , tarım ve hayvancılık sitelerinde besi, çiğ süt-damızlık üreticilerinin devam eden ithalata tepkilerini dile getirdikleri görüldü.
2011 yılında Türkiye Amerika Birleşik Devletlerinden en çok canlı hayvan ithal eden unvanına sahip olduğu bizzat bu yılın başlarında ABD’li yetkililerce açıklanmıştı. Amerika’dan canlı hayvan ithalatı yapan ülkeler arasında Türkiye ABD’den 210 milyon dolarlık canlı hayvan ithalatı yaparken ikincilik 96 milyon dolar ile Rusya’ya aitti.
2011 yılında Türkiye ABD, AB ve Uruguay’dan canlı hayvan ithal etti. Türkiye’ye canlı hayvan, karkas et satmada birincilik AB ülkelerine, ikincilik ise ABD’ye ait idi.
İşte canlı hayvan, kesilmiş et ithalatının 2011 yılının perspektifindeki ön görünüşü bu. Ön görünüşte hayvan ithalatı popülist bir tavırla eti ucuzlatmak yapılıyor. Perspektifin sağ görünüşünde çelişkilik yaratan sübvansiyonlu besi, damızlık üretiminin kredilendirilmesi devam ediyor. Sol görünüşte ise ithal canlı hayvan et fiyatlarının yerli üretimini sekteye uğratıyor. Diğer görünüşlerin her birinde; hayvancılıkta küçük çiftlikler işi bırakıyor, büyük ölçekli yatırım ve işletme sayıları artıyor. Büyük ölçekli yatırımcıların kaba yem tedarikindeki acemilikleri samanı yetmez hale getiriyor. Büyüyen hayvan varlığı (2010 yılına göre kıyasla 2011 yılında %8)gerçekte geçen yıla kadar verilen sıfır faizli borçlanmanın eseri olduğu görülüyor. Hayvancılık sektörünün ürettiği çiğ sütü satın alan endüstriyel süt sektörü ise 2011 yılında kendi kazanç sermayesi ile % 20 oranında büyüdüğü görülüyor. Hayvancılık sektöründe reel büyüme gerçekleşmez iken Endüstriyel süt sektöründe %20’lik büyümenin çiğ sütte piyasa düzensizliği, çiğ süt fiyatlarının olması gereken seviyelerde değil düşük tutulması, ambalajlı ürünlerde ise serbest bırakılması, bir nevi tarımsal üretimdeki çiğ süt gelirlerinin sanayicilere sermaye transferini yaratıyor.
2008 yılında başlayan hayvancılık sektörünün devam eden ithalat ile fetret devrinin halen kapanmayışı ve yukarıdaki perspektifin mevcudiyetinin tepkisi GTH Bakanı Sayın Mehdi Eker’e yöneliyor. ‘’Yiğidi öldür ama hakkını inkar etme ‘’deyimi var. Canlı hayvan, et ithalatının konuşulmaya başlandığı 2010 yılı Mart’ına kadar Sayın Bakan et, canlı hayvan ithalat tüccarlarının yaygaralarına karşı durup yapacağı toplantıya önceden ‘’ hayvan ithalatını isteyenler gelmesin ‘’ demiş olarak sonuna kadar ithalata karşı çıkmıştı. İthalat şalterini Sayın Başbakan indirince Sayın Bakan ‘’çaresiz’’ kalıp başlatmıştı. Dolayısı ile hayvancılık politikasını bir bakıma GTH Bakanı Sayın Mehdi Eker değil iktidar yürütüyor. Et tüketiminin getireceği yüksek fiyat, iktidar tarafından tüketicilerin değişebilecek siyasi tercihleri gögüslenemiyeceği endişesi ile ithalat devam ettiriliyor.
Sayın Bakanın Fransa’dan şövalye nişanı aldığı haberleri, yorum ve değerlendirmeler basında yer alınca biz de merak edip araştırmaya başlarken önce diplomatlara soralım dedik. Şövalye nişanı verilmesi ile ilgili bakanlık dışından sivil diplomatik çevrelerce bize bildirilen yorumda Ermeni Tasarısı ile gerginleşen Türkiye-Fransa ilişkilerini yumuşatma amacının olabilirliği de var sayılıyor.
Sonra bakanlığa yöneldik. GTHB Basın Müşavirliği ve Müsteşar Yardımcısı Nihat Pakdil’in yönlendirmesi ile G 20 toplantısına Sayın Mehdi Eker ile katılan o zamanki GTHB Müsteşar yardımcısı şimdiki Rehberlik Ve Teftiş Başkanı Sayın Erdal Sumaytaoğlu’na sorduk:
Geçtiğimiz günlerde GTH Bakanımız Sayın Mehdi Eker’e Fransa Şövalyelik Nişanı verdi. Bununla ilgili olarak basın bildirisinde Sayın Bakana şövalyelik nişanının ‘’2011 yılında düzenlenen G20 Bakanlar Toplantısı ' nda önemli kararların alınmasında oynadığı etkin rol nedeniyle layık görüldüğü’’bildirildi. Buna göre;
‘’Sayın Bakana Fransa’nın şövalye nişanı verilmesine layık gördüğü 2011 yılında yapılan G20 bakanlar toplantısında Türkiye veya Sayın Bakanın etkin rol aldığı önemli kararlar nedir? ‘’sorumuza Bakanlığın Basın Müşavirliği ,basın müşaviri Sayın Gürbüz bey ve Müsteşar Yardımcısı Sayın Nihat Pakdil’in sekreteryaları aracılığı ile kendilerinin sorumuz ile ilgili ellerinde doküman olmadığını bize bildirdiler.
Sayın Bakan Mehdi Eker ile birlikte sizin de o zaman müsteşar yardımcısı sıfatı ile 2011 yılında yapılan G 20 bakanlar toplantısına katıldığınızı öğrenmiş bulunuyoruz. Ve bundan dolayı sorumu size yöneltmek durumundayım:
‘’Sayın Bakana Fransa’nın şövalye nişanı verilmesine layık gördüğü 2011 yılında yapılan G20 bakanlar toplantısında Türkiye veya Sayın Bakanın etkin rol aldığı önemli kararlar nedir, veya sayın Bakanın G20 toplantısında sunduğu ve kabul edilen teklifleri nelerdir?
GTH Bakanlığı Rehberlik Ve Teftiş Başkanı Sayın Erdal Sumaytaoğlu’nun açıklaması:
Fransa Tarım Bakanlığı tarafından Sayın Bakanımıza Tarım Şövalyesi Liyakat Nişanı Verilmesine ilişkin Bilgi Notu
2008 yılında yaşanan Gıda Krizinden bu yana tarım sektörü yeniden uluslararası toplumun gündemine girmiştir. G-20 gündemine ise Fransa’nın 2011 yılındaki G-20 Dönem Başkanlığı sırasında Fransa’nın isteğiyle alınmıştır. Fransa Dönem Başkanlığı, 2011 yılında “Tarımsal Ürün Fiyat Dalgalanmaları” konusunu görüşmek üzere bir Tarım Bakanları Toplantısı düzenlemeyi kararlaştırmıştır. Anılan toplantı, 22-23 Haziran 2011 tarihlerinde Paris’te gerçekleştirilmiştir.
Bu Toplantıya hazırlık amacıyla toplam 4 toplantı düzenlenmiştir. Bunlar;
1.Berlin Toplantısı 21 Ocak 2011:
Fransa’nın Berlin Büyükelçiliğinde 21 Ocak 2011 günü düzenlenmiştir.
Toplantıda, Fransız tarafı, üye ülkeler konuya ilişkin bir Sualname gönderilmesini ve 8 uluslararası kuruluştan (FAO, IFAD, IMF, OECD, UNCTAD, WFP, the World Bank and WTO) fiyat dalgalanmaları konusunda bir rapor hazırlamasını istemiştir. Bu öneri üye ülkeler tarafından da kabul görmüştür.
Toplantıda alınan kararlar;
•Şeffaflık ve tarımsal üretim konusunda daha fazla çalışma yapılması gerektiği,
•Mevcut komiteler (FAO ve Gıda Güvenliği Komitesi gibi) çerçevesinde uluslararası koordinasyonun iyileştirilmesi gerektiği,
•Gelişmekte olan ülkelere uygun risk yönetimi araçlarına olan ilgiden bahsedilmiştir,
•Ticaret konularının da gündemde yer alması gerektiği,
•Türev marketlerin düzenlenmesi konusu Ekonomi Sherpaları tarafından görüşülecek olmakla birlikte, Tarım Sherpaları tarafından onlara tarımsal piyasaların çalışmasına yönelik bilgi verilebileceği konularıdır.
2. Paris Toplantısı 23-24 Mart 2011
Toplantıda,
•Sualnameye verilen cevaplar,
•Uluslar arası kuruluşlar tarafından fiyat dalgalanmaları konusunda hazırlanan rapor,
•Piyasalarda şeffaflık ve bilgi,
•Uluslararası koordinasyon,
•Risk yönetimi,
•Uzun vadede tarımsal üretim konuları görüşülmüştür.
3. Paris Toplantısı 11-12 Mayıs 2011
Toplantıda, çeşitli uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları tarafından, AMIS (Agricultural Market Information System), JODI (Joint Oil Data Initiative), Biyoyakıtlar, Tarımsal üretim gibi konularda sunumlar yapılmıştır. Toplantıda ağırlıklı olarak, G-20 Tarım Bakanları tarafından imzalanması öngörülen “Eylem Planı” konusunda tartışmalar yapılmıştır. Ülkelerin Plan üzerindeki değişiklik önerileri kaydedilmiştir.
4. Paris Toplantısı 23 Haziran 2011
23 Haziran 2011 günü gerçekleştirilen G-20 Tarım Bakanları Toplantısında “Eylem Planı” kabul edilmiştir.
Tarım Şövalye Liyakat Nişanı Fransa Tarım Bakanlığı tarafından ilk kez 1883 yılında verilmeye başlanmıştır. Tarım sektörünün gelişmesine katkı sağlayan kişilere verilmektedir.
Sayın Bakanımıza verilmesinin nedeni de G-20 toplantıları sırasında bakanlığımız temsilcilerinin aktif katılımını sağlamasıdır.
Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığı Rehberlik Ve Teftiş Başkanı Sayın Erdal Sumaytaoğlu’na açıklamaları için, bakanlığın diğer personeline sorumu soracak doğru adresi bulmam da yardımları için teşekkür ederiz.
Biz bu yazımızı yayına hazırlar iken GTH Bakanlığını TBMM’deki bütçe görüşmelerinde kendisine verilen şövalyelik nişanı ile ilgili yazılanlara, yorumlara GTHB Sayın Mehdi Eker’in cevabı basına şöyle yansıyordu:
Bakan Eker, Fransa’nın, tarımsal başarılarından dolayı ve dünya gıda güvenliğiyle ilgili Türkiye’nin yapıcı kararları nedeniyle kendisine tarım alanında şövalye liyakat nişanı verdiğini anlattı. “Başarı bu” diyen Eker, ‘Türkiye, Fransa’dan çok ithalat yaptığı için bunun verildiğinin” söylendiğini belirtti. Eker, bunun da yalan olduğunu ifade ederek, “Fransa, sizin iktidarınızda 2002′de dünyanın 5., Avrupa’nın 1. büyük tarım ekonomisiydi. Bizim iktidarımızda Türkiye, Fransa’nın önüne geçti Avrupa’nın birincisi dünyanın 7′si oldu. Fransa bunu biliyor, Fransa bunun için veriyor” dedi.
Fransa, Sayın Bakana şövalyelik nişanını ‘’gerçekte ‘’ niçin verirse versin hayvancılık sektörünün aynası olan tarım medyası ‘’ hayvancılığımızın yorumu’’ nu sunuyor. O yorumlar bakanın tekzip ettiği gibi ‘’ yalan ‘’ olsa da ithalat rakamları gerçek.
Hayvancılık ürünleri ithalatı devam ettiği müddetçe ithal edilen ülkelerden bakana verilecek her ödül de ister istemez önce o ülkeden ithalat veya o ülkenin ihraç ettiği rakamlar akla gelecektir.
Türkiye’ye 2011 yılında en çok canlı hayvanı satan ABD’de dileriz ki Sayın Bakana bir ödül vermesin..!
Bu konu ile ilgili yorum ve değerlendirmeleri üreticilere, okuyuculara da bırakır iken Türkiye’de hayvancılık ile uğraşan bir milyon ailenin oluşturduğu dört-beş milyon kişi, hayvancılık sektörü canlı hayvan ithalatının durdurulması için ilgili gümrük vergilerinin eskiden olduğu gibi % 135 seviyesine getirilmesini bekliyor.
Gıda tarım ve hayvancılıkta tarım ve hayvancılık gıdayı üretiyor. Gıdanın iki ayağı olduğu görülüyor ve bu ayaklardan hayvancılık ayağı kırık. Bu kırık ayağın düzeltilmesinin başlangıcı olacak ithalatın durdurulmasında mecliste grubu bulunan muhalif siyasi partilere de görev düşüyor: İthalatın durdurulmasını iktidardan ciddi bir şekilde istemektir. İthalatın durdurulması ile oluşacak et tüketimindeki geçici fiyat yükselişlerinin de siyasi istismar konusu yapılmayacağını deklare etmektir. Üreticiler muhalefetten de bunu bekliyor