Kibarlı Ürünleriyle Dünya çapında ün kazanan Dr. Mustafa Eraslan kanser hastalığıyla ilgili ezber bozacak açıklamalarda bulundu. Dr. Eraslan, “nasıl bir gömlek üreticisinin ürettiği 100 gömlekten 1′i defolu çıkıyorsa, vücudumuzda üretilen bazı hücrelerin da yapısal bozulmaya maruz kalarak defolu hücreler haline geldiğini” söyledi. Bulduğu Kibarlı Reishi Mantarıyla ülkemizde iyi bilinen Dr. Mustafa Eraslan, açıklamasında bu defolu hücrelerin hızla çoğalarak, bir kısmının da kanserli hücreye dönüştüğünü belirtti. Bağışıklık sistemimizdeki hücrelerin hemen o defolu hücreleri yok ettiğini ; bağışıklığın düşük olduğu durumlarda da onların yok edilemediğini, sonuçta kanser denilen tümör vakalarının oluştuğunu sözlerine ekledi.
Sözlerine doğadan örnekler vererek devam eden Kibarlı Panax’ın mucidi Dr. Mustafa Eraslan, zeytin ağacının bir isminin de “ölmez ağaç” olduğunu ve hiçbir zaman kansere yakalanmadığını söyledi. Bunun sebebinin de zeytin ağacının içindeki öloropin denilen maddenin varlığı olduğunu, ağacın hem enfeksiyona hem de kansere yakalanmasına engel olduğunu sözlerine ekledi.
Birinci olarak, kanserli hücreler bir ağ gibi diğer hücreleri sararken, öloropinin bu bağlantıyı keserek etkili olduğunu belirtti. Dolayısıyla birbirinden bağı sekilen kanser hücrelerinin daha kolay yok edilmesinin söz konusu olduğu da bildirilenler arasındaydı. İkinci basamakta, bağışıklık hücreleri de böylece daha da güçlenmiş olacaktı.
Üçüncü bir etkisi de, kanserli hücrelerin etrafını ipek böceği kozası şeklinde örüyor ve yayılmasına engel olmasıydı.
Öloropinin 4. etki mekanizması da kanser hücresinin molekül yapısını kırarak, onu etkisiz hale getirmesidir.
Kibarlı Panax gibi birçok ürünün geliştirlmesini borçlu olduğumuz Dr. Mustafa Eraslan, kanser ilaçlarının toksik etkisi karşısında, öloropinin toksik olmayan bir madde olduğunu ve birkaç yüz katı kadar içilse bile vücudu zehirlemediğini ifade etti. Kanser tedavis alanında harcanan yüzbinlerce dolar düşünüldüğünde, bu tür bilimsel çalışmaların önünün açılmasının önemi ortaya çıkıyor .
Sözlerini, hastalıkların özellikle de kanserin tedavisinde bitkilerin şifalı dünyasından istifade edilmesi gerektiğini ve kendisinin de bu konularda etkin çalışmaları olduğunu ifade etti. Kibarlı olarak da, Dr. Mustafa Eraslan‘ın çalışmalarına her zaman gereken desteğin verileceği belirtildi.
Sözlerine doğadan örnekler vererek devam eden Kibarlı Panax’ın mucidi Dr. Mustafa Eraslan, zeytin ağacının bir isminin de “ölmez ağaç” olduğunu ve hiçbir zaman kansere yakalanmadığını söyledi. Bunun sebebinin de zeytin ağacının içindeki öloropin denilen maddenin varlığı olduğunu, ağacın hem enfeksiyona hem de kansere yakalanmasına engel olduğunu sözlerine ekledi.
Birinci olarak, kanserli hücreler bir ağ gibi diğer hücreleri sararken, öloropinin bu bağlantıyı keserek etkili olduğunu belirtti. Dolayısıyla birbirinden bağı sekilen kanser hücrelerinin daha kolay yok edilmesinin söz konusu olduğu da bildirilenler arasındaydı. İkinci basamakta, bağışıklık hücreleri de böylece daha da güçlenmiş olacaktı.
Üçüncü bir etkisi de, kanserli hücrelerin etrafını ipek böceği kozası şeklinde örüyor ve yayılmasına engel olmasıydı.
Öloropinin 4. etki mekanizması da kanser hücresinin molekül yapısını kırarak, onu etkisiz hale getirmesidir.
Kibarlı Panax gibi birçok ürünün geliştirlmesini borçlu olduğumuz Dr. Mustafa Eraslan, kanser ilaçlarının toksik etkisi karşısında, öloropinin toksik olmayan bir madde olduğunu ve birkaç yüz katı kadar içilse bile vücudu zehirlemediğini ifade etti. Kanser tedavis alanında harcanan yüzbinlerce dolar düşünüldüğünde, bu tür bilimsel çalışmaların önünün açılmasının önemi ortaya çıkıyor .
Sözlerini, hastalıkların özellikle de kanserin tedavisinde bitkilerin şifalı dünyasından istifade edilmesi gerektiğini ve kendisinin de bu konularda etkin çalışmaları olduğunu ifade etti. Kibarlı olarak da, Dr. Mustafa Eraslan‘ın çalışmalarına her zaman gereken desteğin verileceği belirtildi.