Kaba yem fiyatları ile kıyaslasak , saman 2,5 TL/balye , yulaf otu , 3,5 TL/balye , yonca 4,5 TL/balye tarladan alım fiyatları vardı.
Günümüzde saman 20 TL/balye , yulaf otu , 25 TL/balye , yonca 30 TL/balye ortalamalarda seyrediyor.
Mısır silajı fiyatları , kaba ve kesif yem fiyatlarına göre daha geriden seyretti.
Süt fiyatı 80 kuruş olduğu zamanlarda yatırım alabiliyorduk.
Günün şartlarında süt fiyatı işletmeden 5 TL ye çıkması gerekir.
Karkas fiyatı 7 euro üzerine çıkarsa ithalat gündeme gelir.
2002 yılında 600 Tl olan gebe düve 2006 yılında 1800 Tl ye çıkmıştı.
Damızlık vasfında olabilecek bir hayvanın 25 000 TL ve buzağı fiyatlarının 5 000 TL civarları olması gerekiyor.
Hayvanı sermaye birikim kaynağı olarak görüyoruz.
büyük çiftliklerde (örnek 1000 inek sağılan bir çiftlikte, günde 35 ton ay da 1000 ton süt üretilir.
fiyat su anda, 3200 lira, bu işletmeler oldukça kazançlı.
fiyatın 3200 den 5000 e çıkması halinde arada 1800 lira fark var.
1000 tonda 1 800 000 lira/ay, yılda 20 milyon lira, bu farkı süt sanayisi sahibi, öder mi? sıkıntı burda.
süt ürünleri fiyatları, vatandaşın gelir seviyesine göre yüksek...
asğari ücret 3000 lira, yarım kg peynir 35-40 lira, bu peynirin fiyatı 60-70 liraya çıkarsa, halk bunu tüketebilir mi...
beside durum, biraz farklı...
maliyet, 40 lira olduğu zaman, besici karkası 6-8 lira fazlasına satabilmeli...
eğer, karkas maliyeti 40 lira, kesim 42 liraysa, 600 liraya bir dana 6 ay, 8 ay bakılmaz...
yem ve dana fiyatlarındaki artış dikkate alınarak hesap yapıldığında, makul kazanç 48-50 lira ile sağlanıyorsa, karkas fiyatını 41-42 lirada tutmaya çalışmakla, zincir marketler bu işten kazançlı çıkar, besici kaybeder...vatandaş kaybeder...
bunun iyi hesaplanması gerekir...
fiyatların dengelenmesiyle, piyasalarda oluşan türbülans bir süre sonra yerini dinginliğe bırakırması gerekir...
aksi durum, (hayvan, yem, karkas) fiyatlarının kısa zaman aralıklarında sürekli artması), istikrarsızlığa sebep olur...