Sanırım birazda kalitesizlikten kaynaklanıyor bu düşük saatte satılma durumu. Yerli markalarımız hâlâ istenen kaliteye ve sağlamlığa ne yazık ki ulaşamadılar. Avrupa bir traktör 10 yıl sorunsuz çalışıyor. Ama bizim yerli üretim traktörlerimiz 3-5 yıl içinde su kolvermeye başlıyorlar. Çiftçimiz de mecbur traktörü daha fazla masraf açmadan satıp kurtulmak istiyor. Yine çiftçiye yük biniyor. Firmalarımız çiftçiler ile irtibat halinde olmalılar. Yeni bir model çıkarmadan Avrupa markalar gibi ülkenin çeşitli bölgelerine prototip makinalar vermeli ve bunları bir sene çiftçilerimiz denemeli ve piyasaya çıkmadan sorunlarını çözmeliler. Ama ne yazık ki firmalarımız yaptık oldu modundalar. Sonra da sıkıntı çıkınca hem onlara hem çiftçiye yük oluyor. Trakkulup aslında bu konu için çok iyi bir yer. Gönüllü, tecrübeli ve vizyonu olan birçok arkadaşımız bu testleri yapabilecek kapasitede mevcut. Ama firmalar bu kaynağı ne yazık ki kullanamiyorlar. Her zaman dediğim gibi bir ürünü satarken ilk satılan kişi kullanamadiktan sonra o ürün bir daha o piyasaya veya bölgeye giremez. Yani ürünü kullanan sattirir. Trakkulup' ün testin geçen bir ürün tüm Türkiye'de rahatlıkla satar. Ama firmalar bunu pek göremiyor.Bir traktör sahibi olmak için ekiyoruz,biçiyoruz ve yorumluyoruz. En sonunda o traktörün borcunu bitirip gerçek anlamda sahibi olduğumuz an satıyoruz.
Mantık bunun neresinde? Yaw arkadaş mademki traktör için yoruldum birazda traktör senin için yorulsun.
Satılan makinelerde hep 1000 ila 3000 saat civarı oluyor. En az bir 7000-8000 saat çalıştırın daha sonra isterseniz evin önünde yakın gitsin.
Çok önemli bir noktaya değindiniz. Bir marka gerçek anlamda marka olmak istiyorsa kaliteli üretim yapmalı. Zira insanlar döner dolaşır ve en sonunda da biraz geç olsada kaliteli olan ürünleri tercih eder.Sanırım birazda kalitesizlikten kaynaklanıyor bu düşük saatte satılma durumu. Yerli markalarımız hâlâ istenen kaliteye ve sağlamlığa ne yazık ki ulaşamadılar. Avrupa bir traktör 10 yıl sorunsuz çalışıyor. Ama bizim yerli üretim traktörlerimiz 3-5 yıl içinde su kolvermeye başlıyorlar. Çiftçimiz de mecbur traktörü daha fazla masraf açmadan satıp kurtulmak istiyor. Yine çiftçiye yük biniyor. Firmalarımız çiftçiler ile irtibat halinde olmalılar. Yeni bir model çıkarmadan Avrupa markalar gibi ülkenin çeşitli bölgelerine prototip makinalar vermeli ve bunları bir sene çiftçilerimiz denemeli ve piyasaya çıkmadan sorunlarını çözmeliler. Ama ne yazık ki firmalarımız yaptık oldu modundalar. Sonra da sıkıntı çıkınca hem onlara hem çiftçiye yük oluyor. Trakkulup aslında bu konu için çok iyi bir yer. Gönüllü, tecrübeli ve vizyonu olan birçok arkadaşımız bu testleri yapabilecek kapasitede mevcut. Ama firmalar bu kaynağı ne yazık ki kullanamiyorlar. Her zaman dediğim gibi bir ürünü satarken ilk satılan kişi kullanamadiktan sonra o ürün bir daha o piyasaya veya bölgeye giremez. Yani ürünü kullanan sattirir. Trakkulup' ün testin geçen bir ürün tüm Türkiye'de rahatlıkla satar. Ama firmalar bunu pek göremiyor.
Kaliteyi biliyoruz ama maddiyat buna müsade ediyor ...jd (R)Çok önemli bir noktaya değindiniz. Bir marka gerçek anlamda marka olmak istiyorsa kaliteli üretim yapmalı. Zira insanlar döner dolaşır ve en sonunda da biraz geç olsada kaliteli olan ürünleri tercih eder.
Kaliteyi biliyoruz ama maddiyat buna müsade ediyor ...jd (R)
Traktör araç olmaktan çikip amaç olmuş durumda.Bir traktör sahibi olmak için ekiyoruz,biçiyoruz ve yorumluyoruz. En sonunda o traktörün borcunu bitirip gerçek anlamda sahibi olduğumuz an satıyoruz.
Mantık bunun neresinde? Yaw arkadaş mademki traktör için yoruldum birazda traktör senin için yorulsun.
Satılan makinelerde hep 1000 ila 3000 saat civarı oluyor. En az bir 7000-8000 saat çalıştırın daha sonra isterseniz evin önünde yakın gitsin.