Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Turkuvaz Medya Merkezi’nde düzenlenen “2. Türkiye Çiftçi Zirvesi”ne katıldı. Son 20 yılda verilen destekler verilen destekleri ve bazı rakamları paylaştıktan sonra geleceğe dair şunları konuştu:
"Geçtiğimiz yıl çiftçilerimize bütçeden 24 milyar lira destek sağladık. Bu sene de bu rakamı 39,2 milyar liraya yükselttik. Birçok tarımsal üründe yeni alım fiyatları açıklayarak ve alım fiyatlarında bir önceki yıla göre önemli oranlarda artış yaparak üreticilerimizin yanında olmaya devam ettik. 2002 yılında sadece 5 ürüne prim desteği verilirken, bugün tam 18 ürüne prim desteği sağlıyoruz.”
“Gıda Komitesi toplantılarımızın en önemli maddelerinden biri gıda arz güvenliğidir. Böylece Avrupa’da ve Amerika’daki marketlerde karşılaşılan boş raflar bizim ülkemizde görülmemiştir ve inşallah hiç görülmeyecektir. Komitemizde aldığımız kararların da katkısıyla küresel düzeydeki olumsuz gelişmelere rağmen temel gıda ürünlerinde ülkemizin arz güvenliği bakımından bir sıkıntısı yoktur ve TMO stoklarımız önemli oranda artırılmıştır.”
"Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımızın girişimleri ve liderliğiyle imzalanan Tahıl Koridoru Anlaşması, yeterli gıdaya erişim problemi yaşayan birçok ülkenin önemli ölçüde rahatlamasını sağladı. Bununla birlikte 2022 yılı içinde 12 dolara kadar ulaşan buğdayın kile fiyatı, Tahıl Koridoru Anlaşması sonrasında yüzde 25’e varan bir düşüşle 8,4 dolara kadar gerilemiştir. Bu, kelimenin tam anlamıyla küresel gıda piyasalarında Erdoğan etkisidir".
“Bizler, ekonomimizde durgunluğa ve işsizliğe sebebiyet vermeden fiyat istikrarını sağlamak ve vatandaşımızın alım gücünü artırmak için gereken tüm mücadeleyi kararlılıkla vermeye devam ediyoruz. Aldığımız tedbirler ve küresel düzeyde yaşanacak normalleşmeyle birlikte enflasyonu da yeneceğiz. Yıl sonundan itibaren de bu düşüşü daha net hissetmeye başlayacağız. Piyasadaki arzı artıran bu politikalarımız uzun vadede enflasyonun yüksek seyretmesini de engelleyecektir.”
“Biz de enflasyon boyutuyla bunu ülkemizde yaşıyoruz ve ilerleyen süreçte de tedricen aşacağımızı beyan ediyoruz. Ancak öte yandan unutmayalım ki enerji ve gıda arz sorunlarıyla boğuşan, resesyon ve stagflasyon kaygıları taşıyan birçok ülkeye nazaran Türkiye, hem gıda hem de enerji arz güvenliğini sağlayabilen, istikrarlı bir şekilde büyümeye, istihdam oluşturmaya devam eden, sağlam bir ekonomiye ve diplomatik güce sahiptir. Tarım sektörünün en önemli ihtiyaçları arasında yer alan ‘planlı tarımsal üretimi ve sözleşmeli tarımı’ hayata geçirmek için çalışmalarımızı hızlandırdık. Dünya genelinde yaşanan sorunlar karşısında çiftçilerimizin finansal ihtiyaçlarını sıkıntı çekmeden sağlamalarını temin etmek üzere ilgili kurum, kuruluş ve sektör temsilcileriyle iş birliği içerisinde çiftçilerimizi desteklemeye kesintisiz şekilde devam edeceğiz.”
"Geçtiğimiz yıl çiftçilerimize bütçeden 24 milyar lira destek sağladık. Bu sene de bu rakamı 39,2 milyar liraya yükselttik. Birçok tarımsal üründe yeni alım fiyatları açıklayarak ve alım fiyatlarında bir önceki yıla göre önemli oranlarda artış yaparak üreticilerimizin yanında olmaya devam ettik. 2002 yılında sadece 5 ürüne prim desteği verilirken, bugün tam 18 ürüne prim desteği sağlıyoruz.”
“Gıda Komitesi toplantılarımızın en önemli maddelerinden biri gıda arz güvenliğidir. Böylece Avrupa’da ve Amerika’daki marketlerde karşılaşılan boş raflar bizim ülkemizde görülmemiştir ve inşallah hiç görülmeyecektir. Komitemizde aldığımız kararların da katkısıyla küresel düzeydeki olumsuz gelişmelere rağmen temel gıda ürünlerinde ülkemizin arz güvenliği bakımından bir sıkıntısı yoktur ve TMO stoklarımız önemli oranda artırılmıştır.”
"Nitekim Sayın Cumhurbaşkanımızın girişimleri ve liderliğiyle imzalanan Tahıl Koridoru Anlaşması, yeterli gıdaya erişim problemi yaşayan birçok ülkenin önemli ölçüde rahatlamasını sağladı. Bununla birlikte 2022 yılı içinde 12 dolara kadar ulaşan buğdayın kile fiyatı, Tahıl Koridoru Anlaşması sonrasında yüzde 25’e varan bir düşüşle 8,4 dolara kadar gerilemiştir. Bu, kelimenin tam anlamıyla küresel gıda piyasalarında Erdoğan etkisidir".
“Bizler, ekonomimizde durgunluğa ve işsizliğe sebebiyet vermeden fiyat istikrarını sağlamak ve vatandaşımızın alım gücünü artırmak için gereken tüm mücadeleyi kararlılıkla vermeye devam ediyoruz. Aldığımız tedbirler ve küresel düzeyde yaşanacak normalleşmeyle birlikte enflasyonu da yeneceğiz. Yıl sonundan itibaren de bu düşüşü daha net hissetmeye başlayacağız. Piyasadaki arzı artıran bu politikalarımız uzun vadede enflasyonun yüksek seyretmesini de engelleyecektir.”
“Biz de enflasyon boyutuyla bunu ülkemizde yaşıyoruz ve ilerleyen süreçte de tedricen aşacağımızı beyan ediyoruz. Ancak öte yandan unutmayalım ki enerji ve gıda arz sorunlarıyla boğuşan, resesyon ve stagflasyon kaygıları taşıyan birçok ülkeye nazaran Türkiye, hem gıda hem de enerji arz güvenliğini sağlayabilen, istikrarlı bir şekilde büyümeye, istihdam oluşturmaya devam eden, sağlam bir ekonomiye ve diplomatik güce sahiptir. Tarım sektörünün en önemli ihtiyaçları arasında yer alan ‘planlı tarımsal üretimi ve sözleşmeli tarımı’ hayata geçirmek için çalışmalarımızı hızlandırdık. Dünya genelinde yaşanan sorunlar karşısında çiftçilerimizin finansal ihtiyaçlarını sıkıntı çekmeden sağlamalarını temin etmek üzere ilgili kurum, kuruluş ve sektör temsilcileriyle iş birliği içerisinde çiftçilerimizi desteklemeye kesintisiz şekilde devam edeceğiz.”