Ölümlü ve yaralamalı trafik kazalarında sürücü veyahut araç işletenin kusurlu olduğu durumlarda, ölenin veya yaralananın aile fertlerine ve 3. Kişilere tazminat ödenmemesi yönünde ki Yerel Mahkeme kararı, Yargıtay tarafından bozularak aile fertlerinin destekten yoksun kalan iyiniyetli 3. Kişi kabul edilmeleri gerektiği yönünde karar verdi.
Yargıtay Genel Hukuk Kurulu, açılan bir dava üzerine trafik kazasında ölen kişi tam kusurlu olsa da yakınlarına tazminat ödenmesi kararına vardı. Yakınını trafik kazasında kaybeden binlerce kişiye umut olan karar, 'Ölen kişi kusurlu olsa da yakınlarının bir kusuru yok' gerekçesine dayandırıldı.
ARTIK KUSURLU SÜRÜCÜ VE ARAÇ SAHİBİNİN AİLESİNE DE TAZMİNAT ÖDENECEK !
Danıştay ' ın verdiği son karar 2008 yılna kadar olan tazminat şartlarını da baştan aşağı değiştirmiş oldu.
Yargıtay , ' Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ' na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir. (HGK ' nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK ' nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı ilamları uyarınca) ' şeklindeki kararı ile bu konuda daha önceki görüşünü değiştirmiş oldu.
KARAR TEMYİZ EDİLDİ
Bozma kararına konu trafik kazasına ilişkin dava İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/492 E. 2011/246 K. Sayılı davanın reddi yönünde ki karar davacılar F.E. ve T.E. vekili tarafından temyiz edildi.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Yerel Mahkeme Kararı hakkında ' Bozma kararı ' verdi.
Bozma kararını değerlendiren davacılar vekili Avukat Necip Şenel, trafik kazaları neticesinde doğan acıların telafisinin mümkün olmadığını, ailelerin fertlerini trafik terörüne kurban verdiklerini acılarının çok büyük olduğunu, geride kalanların taleplerinin ise sigorta şirketlerince olumsuz yanıtlanması ile acı ve kederlerinin daha da büyüdüğünü belirterek, ' Yargıtay bozma ilamının isabetli bir karar olduğunu bu yönde verilen kararların geride kalanların bir nebze olsun maddi manevi taleplerinin karşılayabileceğini, sigorta şirketlerinin ise prestijlerinin ve güvenilirliklerinin artacağını açıklamıştır. ' dedi.
Kazalar neticesinde kayıpları olanların, destekten yoksun kalma tazminatı bakımından zamanaşımına uğramaması koşuluyla ihtiyari trafik sigortası(KASKO) ve Zorunlu trafik sigortalarından tazminat taleplerinin karşılanacağını belirtmiştir.
Yargıtay Genel Hukuk Kurulu, açılan bir dava üzerine trafik kazasında ölen kişi tam kusurlu olsa da yakınlarına tazminat ödenmesi kararına vardı. Yakınını trafik kazasında kaybeden binlerce kişiye umut olan karar, 'Ölen kişi kusurlu olsa da yakınlarının bir kusuru yok' gerekçesine dayandırıldı.
ARTIK KUSURLU SÜRÜCÜ VE ARAÇ SAHİBİNİN AİLESİNE DE TAZMİNAT ÖDENECEK !
Danıştay ' ın verdiği son karar 2008 yılna kadar olan tazminat şartlarını da baştan aşağı değiştirmiş oldu.
Yargıtay , ' Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ' na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir. (HGK ' nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK ' nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı ilamları uyarınca) ' şeklindeki kararı ile bu konuda daha önceki görüşünü değiştirmiş oldu.
KARAR TEMYİZ EDİLDİ
Bozma kararına konu trafik kazasına ilişkin dava İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/492 E. 2011/246 K. Sayılı davanın reddi yönünde ki karar davacılar F.E. ve T.E. vekili tarafından temyiz edildi.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Yerel Mahkeme Kararı hakkında ' Bozma kararı ' verdi.
Bozma kararını değerlendiren davacılar vekili Avukat Necip Şenel, trafik kazaları neticesinde doğan acıların telafisinin mümkün olmadığını, ailelerin fertlerini trafik terörüne kurban verdiklerini acılarının çok büyük olduğunu, geride kalanların taleplerinin ise sigorta şirketlerince olumsuz yanıtlanması ile acı ve kederlerinin daha da büyüdüğünü belirterek, ' Yargıtay bozma ilamının isabetli bir karar olduğunu bu yönde verilen kararların geride kalanların bir nebze olsun maddi manevi taleplerinin karşılayabileceğini, sigorta şirketlerinin ise prestijlerinin ve güvenilirliklerinin artacağını açıklamıştır. ' dedi.
Kazalar neticesinde kayıpları olanların, destekten yoksun kalma tazminatı bakımından zamanaşımına uğramaması koşuluyla ihtiyari trafik sigortası(KASKO) ve Zorunlu trafik sigortalarından tazminat taleplerinin karşılanacağını belirtmiştir.