Ana muhalefet partisi Niğde milletvekili Ömer Fethi Güler, düzenlediği basın toplantısında TMO'nun patates ve soğan alımları hakkında konuştu.
"Bu karar doğru, ancak çok geç alınmış bir karar oldu. Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, tüm soru önergelerimize verdiği yanıtlarda TMO’nun patates alımı ile ilgili bir görev tanımı bulunmadığını belirtmişti. Sonuç olarak TMO’nun bu alımı yapabileceği görüldü ve dediğimiz yapıldı, 6 aydır dilimizde tüy bitti ama iktidar sorunun farkına yeni vardı. Ülkenin Cumhurbaşkanı 1 milyon 200 bin ton patates depoda derken, sorunun boyutunu da tanımlamış oldu” diye konuştu. Gürer, “Cumhurbaşkanın söylediğini doğru olarak kabul edip TMO’nun ne kadar patates alacağını takip edeceğiz. TMO tarafından alım dışı bırakılan patates çiftçinin elinde çürüyecek"
“TMO'nun patates alım şartları çok ağır. Üreticiye taahhütname imzalatıyorlar. TMO tarafından teslimat noktasında alınan ürünün kalite ve ebat yönünden geri dönmesi, iade edilmesi, teslim alınmaması halinde hak ve alacak talep etmeyeceğine, ayrıca bu ürüne ait işçilik ve nakliye bedelinin tarafından karşılanacağına, olabilecek her türlü kalite ve standart dışı kalan ürünün her türlü reddedilme durumunu üstleneceğine, hiçbir hak talep etmeyeceğini kabul ve taahhüt ettiğine dair belge imzalattırılmaktadır. Alımların ÇKS (Çiftçi Kayıt Sistemi) kayıtları olan çiftçilerden dekar başına 2 ton alım yapılacağı ve araba üstü kilosunun 85 kuruşa alınacağı belirtildi. 25 kilogramlık çuvallarda dolum yapılacağı, kesinlikle çürük ve aşırı küçük ürün olamayacağı, malın gittiği yerde eksper tarafından yapılan kontrollerden geçemezse iade edileceği belirtildi. Ürün alımına başlandı, ancak depoda çürüyen ürün üreticinin elinde kaldı. Depoda ürünü çürüyen çiftçinin durumuna yönelik bir çözüm üretilmedi”
“Depoda 300 bin ton patates kalmasına karşın Niğde ilinde 100 bin tona yakın da ürün ya hayvan yemi oldu, ya çürüdü, ya da yok pahasına satıldı. Bu üreticiler için de gerekli tespitler yapılarak zararlarının karşılanması gerekir. İyi korunaklı depoda kalan sağlam ürünü alıp filizlenen ürün için çiftçilere de sen başının çaresine bak demek devlete yakışmaz“ dedi.
"Bu karar doğru, ancak çok geç alınmış bir karar oldu. Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, tüm soru önergelerimize verdiği yanıtlarda TMO’nun patates alımı ile ilgili bir görev tanımı bulunmadığını belirtmişti. Sonuç olarak TMO’nun bu alımı yapabileceği görüldü ve dediğimiz yapıldı, 6 aydır dilimizde tüy bitti ama iktidar sorunun farkına yeni vardı. Ülkenin Cumhurbaşkanı 1 milyon 200 bin ton patates depoda derken, sorunun boyutunu da tanımlamış oldu” diye konuştu. Gürer, “Cumhurbaşkanın söylediğini doğru olarak kabul edip TMO’nun ne kadar patates alacağını takip edeceğiz. TMO tarafından alım dışı bırakılan patates çiftçinin elinde çürüyecek"
“TMO'nun patates alım şartları çok ağır. Üreticiye taahhütname imzalatıyorlar. TMO tarafından teslimat noktasında alınan ürünün kalite ve ebat yönünden geri dönmesi, iade edilmesi, teslim alınmaması halinde hak ve alacak talep etmeyeceğine, ayrıca bu ürüne ait işçilik ve nakliye bedelinin tarafından karşılanacağına, olabilecek her türlü kalite ve standart dışı kalan ürünün her türlü reddedilme durumunu üstleneceğine, hiçbir hak talep etmeyeceğini kabul ve taahhüt ettiğine dair belge imzalattırılmaktadır. Alımların ÇKS (Çiftçi Kayıt Sistemi) kayıtları olan çiftçilerden dekar başına 2 ton alım yapılacağı ve araba üstü kilosunun 85 kuruşa alınacağı belirtildi. 25 kilogramlık çuvallarda dolum yapılacağı, kesinlikle çürük ve aşırı küçük ürün olamayacağı, malın gittiği yerde eksper tarafından yapılan kontrollerden geçemezse iade edileceği belirtildi. Ürün alımına başlandı, ancak depoda çürüyen ürün üreticinin elinde kaldı. Depoda ürünü çürüyen çiftçinin durumuna yönelik bir çözüm üretilmedi”
“Depoda 300 bin ton patates kalmasına karşın Niğde ilinde 100 bin tona yakın da ürün ya hayvan yemi oldu, ya çürüdü, ya da yok pahasına satıldı. Bu üreticiler için de gerekli tespitler yapılarak zararlarının karşılanması gerekir. İyi korunaklı depoda kalan sağlam ürünü alıp filizlenen ürün için çiftçilere de sen başının çaresine bak demek devlete yakışmaz“ dedi.