06.05.2014 - 02:30 | Son Güncelleme: 05.05.2014-22:45
29 bin Avustralyalı merinosçu Levent Loftta toplandı!
Avustralyadan 29 bin merinos koyunu üreticisinin arkasında olduğu Woolmark, Leventte ofis açtı. Merinosu yaymaya çalışan ofis, logosunu kolay kullandırmıyor.
Duygu Erdoğan
Avustralyalı merinos koyunu üreticileri, yıllardır aynı çatı altında merinos yününün tanıtımını yapıyor. 29 bin Avustralyalı merinos çiftçisinin ortağı olduğu Australian Wool Innovation (AWI) ünlü tasarımcılarla çalışarak, merinos yününün hazırgiyimde daha çok kullanılması için uğraşıyor. AWInin markası ise Woolmark...
Woolmark, 1960lı yıllarda ilk defa lisans vererek girdiği Türkiye pazarında geçen yıl bir ofis açtı. İstanbul Levent Lofttaki ofisin başında Woolmark Türkiye Müdürü Mahmut Koçak var. Türkiyede yükselen tekstil sektörü ve artan tüketici bilinci nedeniyle 2013te ofis açtıklarını belirten Koçak, çok bilinen logolarını kullanabilmek için sıkı şartlar olduğunu anlatıyor.
Woolmark Company logosunu almak pek de kolay değil. Bunun için öncelikle kuruluşun testlerinden geçmeniz gerekiyor. Koçak, Pek çok yün kullanan firma istiyor ama şartlarımız var. Sıkı testler ve şartnameler var. Bunları karşılarlarsa bir lisans anlaşması imzalıyoruz ve logoyu kullanabiliyorlar. Mesela iplik üreticileri, dokuma kumaş üreticileri var. Nihai ürünlerine bakıp standartlarımıza uyup uymadığını, tüketiciyi memnun edecek standartlara uyup uymadığını kontrol ediyoruz diyor.
Kaşındırmıyoruz
Koçak, dünyanın ihtiyacı olan merinos yünün yüzde 80ini Avustralyadan geldiğini anlatıyor. Yünle ilgili yazın giyilmez ve kaşındırır yargıları olduğunu söyleyen Koçak, Yün her zaman giyilir. Çok hafif kumaşlar yapılabilir. Yün nefes alabiliyor, olağanüstü bir nem yönetimi var. Vücuttaki ısıyı hep belli bir seviyede tutuyor, yaşayan bir elyaf, havayla iletişim halinde. Ayrıca çevreci bir ürün, protein özlü bir elyaf olduğu için toprağa kolaylıkla karışabiliyor diyor.
Chanel ve Dior dünyaya yaydı
Mahmut Koçak, merinos yününün hikâyesini ve modayla buluşma anını ise şöyle anlatıyor:
200 yıl önce ilk yerleşimciler Avustralyaya giderken İspanyadan 5 tane merinos koyunu almışlar. Bakmışlar ki oraya çok iyi uyum sağladı ve çok iyi bir yün veriyor. Hızla çeşitli yerlerde görülmeye duyulmaya başlayınca ilgi de artmış. 1912de ilk kez Chanel ve Dior kullanmış.
Böylece yünün modayla yolculuğu da başlamış. Uluslararası Woolmark yarışmamızın ilki 1922 yılında yapılmış. İleriki yıllarda Karl Lagerfeld ve Yves Saint Laurent de bu ödülü kazanmış. Türkiyeden de bu sene iki tasarımcımızı, bir erkek bir kadın giyim olmak üzere, yarışmak üzere Temmuz ayında Avrupa finaline gönderiyoruz.
29 bin Avustralyalı merinosçu Levent Loftta toplandı!
Avustralyadan 29 bin merinos koyunu üreticisinin arkasında olduğu Woolmark, Leventte ofis açtı. Merinosu yaymaya çalışan ofis, logosunu kolay kullandırmıyor.
Duygu Erdoğan
Avustralyalı merinos koyunu üreticileri, yıllardır aynı çatı altında merinos yününün tanıtımını yapıyor. 29 bin Avustralyalı merinos çiftçisinin ortağı olduğu Australian Wool Innovation (AWI) ünlü tasarımcılarla çalışarak, merinos yününün hazırgiyimde daha çok kullanılması için uğraşıyor. AWInin markası ise Woolmark...
Woolmark, 1960lı yıllarda ilk defa lisans vererek girdiği Türkiye pazarında geçen yıl bir ofis açtı. İstanbul Levent Lofttaki ofisin başında Woolmark Türkiye Müdürü Mahmut Koçak var. Türkiyede yükselen tekstil sektörü ve artan tüketici bilinci nedeniyle 2013te ofis açtıklarını belirten Koçak, çok bilinen logolarını kullanabilmek için sıkı şartlar olduğunu anlatıyor.
Woolmark Company logosunu almak pek de kolay değil. Bunun için öncelikle kuruluşun testlerinden geçmeniz gerekiyor. Koçak, Pek çok yün kullanan firma istiyor ama şartlarımız var. Sıkı testler ve şartnameler var. Bunları karşılarlarsa bir lisans anlaşması imzalıyoruz ve logoyu kullanabiliyorlar. Mesela iplik üreticileri, dokuma kumaş üreticileri var. Nihai ürünlerine bakıp standartlarımıza uyup uymadığını, tüketiciyi memnun edecek standartlara uyup uymadığını kontrol ediyoruz diyor.
Kaşındırmıyoruz
Koçak, dünyanın ihtiyacı olan merinos yünün yüzde 80ini Avustralyadan geldiğini anlatıyor. Yünle ilgili yazın giyilmez ve kaşındırır yargıları olduğunu söyleyen Koçak, Yün her zaman giyilir. Çok hafif kumaşlar yapılabilir. Yün nefes alabiliyor, olağanüstü bir nem yönetimi var. Vücuttaki ısıyı hep belli bir seviyede tutuyor, yaşayan bir elyaf, havayla iletişim halinde. Ayrıca çevreci bir ürün, protein özlü bir elyaf olduğu için toprağa kolaylıkla karışabiliyor diyor.
Chanel ve Dior dünyaya yaydı
Mahmut Koçak, merinos yününün hikâyesini ve modayla buluşma anını ise şöyle anlatıyor:
200 yıl önce ilk yerleşimciler Avustralyaya giderken İspanyadan 5 tane merinos koyunu almışlar. Bakmışlar ki oraya çok iyi uyum sağladı ve çok iyi bir yün veriyor. Hızla çeşitli yerlerde görülmeye duyulmaya başlayınca ilgi de artmış. 1912de ilk kez Chanel ve Dior kullanmış.
Böylece yünün modayla yolculuğu da başlamış. Uluslararası Woolmark yarışmamızın ilki 1922 yılında yapılmış. İleriki yıllarda Karl Lagerfeld ve Yves Saint Laurent de bu ödülü kazanmış. Türkiyeden de bu sene iki tasarımcımızı, bir erkek bir kadın giyim olmak üzere, yarışmak üzere Temmuz ayında Avrupa finaline gönderiyoruz.